İngiltere’nin başkenti Londra bu yılbaşında da Dünyanın en eğlenceli noktalarından biri olacak, Carnaby sokağında Rollling Stones grubu 50. yılını kutlarken Rihanna’da bir konser verecek.
Carnaby Caddesi, kuzeyi Londra’nın en lüks caddelerinden Oxford’a, doğusu şehrin en eğlenceli ve en kalender meydanlarından Soho’ya çıkan trafiğe kapalı, özel bir alışveriş caddesi. Beyoğlu’yla kıyaslamayın, ancak Nişantaşı’nın orta çapta bir sokağı gibi; en fazla Atiye Sokak’tan biraz daha büyük.
Özelliği alternatif modanın, butiklerin ve keyifli kahve dükkanlarının yıllardır sokağı mesken tutmuş olması. Sokağın ilk butiği “His Clothes” 1958’de açıldı, 1960’ların hemen başındaysa Mod ve Hippi akımlarına ev sahipliği yaptı. En önemlisiyse müzisyenler arasında popülerliği artıktan sonra açılan yeraltı müzik kulüpleri.
Small Faces, The Who ve The Rolling Stones gibi gruplar bu civarda fazlaca sahne aldılar. Carnaby’ye paralel Wardour Sokağı’ndaki Marquee Club’sa civarın en ünlüsüydü. İşte bu civarlar pek küçük olmasına rağmen Amerika’da şans eseri de olsa 1960’ların sonunda duyuldu ve Time Dergisi’ne kapak bile oldu. Carnaby, şimdi 40 küsür yıl önce yükselişine yardım ettiği The Rolling Stones’a tekrar kucak açtı. Tüm sokağı grubun adını ve ikonik dil figürü ve altın plaklarla süsledi… Bir de ona iki katlı bir mağaza verdi.
Carnaby’nin her yıl merakla beklenen en güzel etkinliği kesinlikle yılbaşı karnavalı. The Rolling Stones da bu yıl 50’nci yaşı şerefine karnavalın temasını oluşturuyor.
Üç boyutlu devasa gümüş ve altın plaktan oluşan küreler bunun bir parçası. Grubun ikonik dudak ve dil logosunu burada görmesek şaşardık, neyse ki sokağın girişi ve çıkışında bu dudak ve dil figürüyle bezeli devasa taklar var. Plaklar ve logo sayesinde grubun, meşhur sokakla birlikte 1960’lardan bugüne nasıl geldiğini anlayabiliyoruz.
Gece sokağı kırmızıya bürüyen bu süslerin ışıklandırmasıysa 1989’dan beri her Stones turunun ışık şovunu hazırlayan Patrick Woodroffe’un eseri. 8 Kasım’da kurulan süsler 6 Ocak’a kadar görülebiliyor.
Bütün bunların yanında sokakta en ilgi çeken şey hayranların ağzını açık bırakan The Rolling Stones mağazası. İçinde, çeşitli orijinal, üstünde grup üyelerinin fotoğrafları ya da efsaneleşmiş turnelerin fotoğraflarının bulunduğu tişörtler, özel baskı plaklar ve CD’ler, büyük boy posterler, haddinden pahalı ceketlerin bulunduğu mağazanın en önemli ürünüyse yaklaşık 80 pound’luk (yaklaşık 250 TL) CD seti.
50’nci yaşgününe özel setin ismi GRRR! Mağazadaki her şey özel ve limitli yapım. Carnaby, The Rolling Stones için çok önemli bir lokasyon, neticede grup ilk konserini Carnaby’ye paralel Broadwick Sokağı’nda vermişti. Londra’da Carnaby’yi de içine alan West End’e yatırım yapan Shaftesbury’nün direktörlerinden Simon Quayle: “Dünyanın en büyük grubuyla çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Onlar, popüler kültürü tanımlarken Carnaby’nin müzik mirasını temsil ettiler” diyor.
Yılbaşı Londra: Sokak Partileri vageçilmez
Bu arada eğer yılbaşında Londra’da olacaksanı kendinizi otelde organize edilen “New Years Eve ” partilerine mahkum etmeyin çünkü Londra sokak partileri ve konserleri ile Dünya’da yılbaşında en eğlenceli kenti olma özelliğini New York ile birlikte sürdürüyor ayrıca havai fişek gösterisi şehrin sadece bir bölümünde değil her tarafında yapılıyor.
Alış veriş sevenler için ise Oxford Street ve tabi ki Knightsbridge de bulunan Dünyaca ünlü Harrods mağazası yeni yıl kolleksiyonları ile sizleri bekliyor.
Beak Street: Carnaby’nin Soho’ya yakın ara sokaklarından biri olan Beak Sokağı’nda Stones şaşaasından uzak bir sergi var. Yanından geçerken şans eseri görülebilen bu sergide The Beatles ekibinin eski dostu Henry Grossman’ın arşivinden daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflar sergileniyor.
Fotoğrafların yanında 1965’te gösterime giren “Fabs” filmi ve Help! şovu da izlenebilir. Bu sergi, Carnaby’deki tüm o ışıklı, coşkulu The Rolling Stones gösterisinin yanında The Beatles’ı daha sakin, sessiz ve salon beyefendisi gibi gösteriyor; yani gerçeğe hayli uygun. Varnaby ve Soho bölgesinden biraz uzaklaşırsanız Gerry Rafferty’nin efsane şarkısına adını veren Baker Street’e uğramanızı tavsiye ederiz.
Baker’ın metro durağından çıkıp Sherlock Holmes heykelini selamladıktan sonra iki kez sola dönünce karşılıklı The Beatles ve Rock’n Roll dükkanlarını görebilirsiniz. Bu mağazadaki her şey haddinden fazla pahalı ve turistik. Fakat gezip görmesi, bir ülkenin ona karakter katan sanat eserlerine nasıl sahip çıktığına şahit olmak bile güzel.