Suyun 5 metre altında kaplumbağalar, vatozlar ve renk renk balıklar eşliğinde yemek yemek ister misiniz?
Suyun 5 metre altındasınız. Camın diğer tarafında size kaplumbağalar, vatozlar ve renk renk balıklar eşlik ediyor. Maldivlere gitmişken, sualtı restoranında yemek yememek olur mu? Olmaz.
Hürriyet Gazetesi’nden Büşra SANAY’ın Maldivler yazısı;
Maldivler, Hindistan’ın güneyinde Sri Lanka’nın 750 kilometre batısında inci tanelerinin Hint Okyanusu’na serpiştirilmesiyle oluşan bir ülke. 1190 adacığın 281’inde insan yaşıyor; 86’sına da otel yapılmış. Bir adaya birden fazla otel yapılması yasak. Dolayısıyla her ada, otelin adıyla anılıyor. Ülkede çok fazla Bangladeşli, Sri Lankalı ve Hindistanlı var. Başkent Male ve yerel adalarda bu ülkelerden çok sayıda kişi yaşıyor.
Bölgenin lezzetleri de bu üç ülkeden etkilenmiş durumda. Yemekler körili, çok baharatlı ve biraz da acı. Ancak sunumlar etkili ve renkli. Bunun en büyük nedenlerinden biri Maldivlerin ekvatora çok yakın, tropikal bölgede yer alması. Bu, meyve ve sebze çeşitliliğinin fazla olmasının da nedeni.
Dünya genelinde yalnızca 5 sualtı restoranı var. Bunların ikisi Maldivlerde. Sırtçantalılar’dan Engin Kaban’la otellerin bulunduğu ve diğer yerel adaların 10’unu keşif amaçlı gezdik. Kum üzerinde ya da ayaklarımın dibinde vatozlar dolanırken yemek yeme deneyimini yaşadım. Şahane bir yemek masası kuruluyken, tropikal iklimde yağmurun azizliğine de uğradım. Ancak Maldivlerdeki tüm anılarım muhteşemdi.
Maldivlere yolunuz düşerse Anantara Kihavah Sualtı Restoranı’na gitmeden dönmeyin. Özellikle öğle saatinde orada bulunmaya çalışın. Çünkü güneş ışınlarının suya dik vurduğu saatlerde okyanusun tüm güzellikleri ortaya çıkıyor. Kihavah Adası’nda yer alan bu restoran, içeri yavaş yavaş indiğinizde sizi serinletiyor. Hint Okyanusu’nun altında yemek yemek emin olun oldukça iyi hissettirecek.
Bu restoran, suyun 5 metre altınada bulunuyor ve yalnızca 16 kişilik. Maldivler’de her sezon tatil yapılabildiğini göz önüne alırsak, yer bulabilme olanağınız çok olmayabilir. Bu nedenle gitmeden önce yer ayırtmanız tavsiyemdir. Başka adadan gelenler de burada öğle ve akşam yemeği yiyebiliyor. Güzel bir özellik elbette…
Dünyanın ilk sualtı şarap mahzeni de burada. Aradığınız pek çok şarabı bulabilirsiniz, üstelik neredeyse şarapların hepsinin hikâyesi var. Sualtı restoranının ünlü sporcuların uğrak mekânı olduğunu da söyleyeyim. Cristiano Ronaldo ve 17 Grand Slam şampiyonluğu bulunan tenisçi Roger Federer yemek yiyenlerden…
Otelin şefleri çok pratik, parmakları sihirli, mutfak da pırıl pırıl. Tavsiyem Pekin Ördeği (Roasted Pekin duck pankek). Pekin ördeğini çok farklı sunumlarla yemiş olabilirsiniz ancak burada bambaşka bir görüntüyle karşılaşacaksınız. Çünkü kızartılmış ördek özel soslarla harmanlanıyor ve bize yemekten önce tanıtılan 16 çeşit tuzdan bazılarıyla yapılıyor. Tuzun tadını dahi alabiliyorsunuz. Tuzlar da ayrı bir maceraydı zaten. En ilginç gelen de pembe ve siyah tuz olmuştu. Siyah tuzun kömürle alakası olduğunu söyledi şef ki zaten ufaktan yanık tadı aldık.
Pekin ördeği masanıza geldiğinde fotoğraftaki gibi bir görüntüyle karşılaşacaksınız. Altta gördüğünüz tabak niyetine konulan madde, Himalaya tuzu. Tuzun üzerinde muz ağacı yaprağı ve yaprağın üzerine de de ördek, kenarındaki süslemelerle daha midenize inmeden gözünüzü doyuruyor bile. Yanında güzel bir kırmızı şarapla, hayatımın en unutulmaz anlarından biri olmuştu.
Masada muhabbet güzel güzel devam ederken ağzımız daha da tatlansın derseniz mükemmel bir tatlı size yardımcı olacaktır. Bu da mango sticky rice. Mangolu yapışkan pirinç, coconat suyuyla yapılıyor. 21 dolara tadabilirsiniz.
Müthiş manzaralı sualtı restoranında yiyeceğiniz iki kişilik yemek size ortalama 750 dolara mal olacak. Ancak restoranı kapatmak ve sevdiğimle baş başa kalmak istiyorum derseniz, yaklaşık 8 bin doları gözden çıkarmanız gerekecek.
Yemeğinizi yerken camın diğer tarafında size kaplumbağalar, mantalar, vatozlar, binlerce çeşit renk renk balık eşlik edecek. Türkiye’deyseniz 7 saatlik bir yolculuk sonrası Hint Okyanusu, size çok cömert davranacak. Demedi demeyin…