Sanat yazarı Meral Bostancı ve ülkemizi yurtdışında önemli sergi, fuar ve bienallerde temsil eden Heykeltıraş Emel Vardar’ın röportajını sizlerle paylaşıyoruz;
Heykeltıraş Emel Vardar, Şaşkınbakkal’da yeni açılan Art Maya Gallery’de Ertuğrul Ateş’le birlikte ikili bir sergiye konuk oldu. Sanatçının çalışmaları ve sanat anlayışı üzerine düşünceleri;
1- Emel Hanım, sergide bronz ve cam döküm çalışmalarınızdan örnekler görüyoruz. Herkesin bildiği üzere, bu sergide de olduğu gibi Emel Vardar heykellerinin ana teması “kadın”. Neden bu konu üzerine odaklandığınızı biraz açabilir misiniz?
Heykellerimin konusu ‘’KADIN’’. Geçmişten günümüze baktığımız zaman pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş kadın. Ben kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum. Kadının fiziksel güzelliğinin yanı sıra içsel dünyasının zenginliğini vurguluyorum ve içsel dünyasının ışığını yansıtmaya çalışıyorum.Bu ışık dünya döndüğü müddetçe dünyayı aydınlatmaya devam edecek.
2- Cam ve bronzun dışında heykellerinizde başka hangi malzemeler kullanıyorsunuz?
Esasında çevremizde gördüğünüz her tür malzemeyle heykel yapabilirsiniz ben genellikle malzeme olarak bronz, cam ,kumaş, paslanmaz çelik ve resin kullanıyor ve yapım aşamasında farklı teknikler uyguluyorum.
Bronz heykellerim kalıcılığı adeta zamana karşı duruşları ve yaşanmışlıkları anımsatıyor. Bronz heykellerimde sıklıkla kullandığım yeşil rengin yaşanmışlığı simgelediğini düşünüyorum.
Cam heykellerimi ise duygularımın ve düşüncelerimin boşlukta yoğunlaşması olarak tarif edebilirim. Cam heykellerimle camın kırılganlığında ve berraklığında kadının naifliğini ve zarafetini sanki daha da güzel anlatabiliyorum ve bunu en iyi anlatan rengin ona adeta bir rüya görünümü veren beyaz olduğu düşüncesiyle beyaz renge ağırlık veriyorum.
Çelik Heykellerimin ise her türlü fazlalıktan arınmış yalın ve soyut anlatımlarından dolayı seviyorum.
3- Son yıllarda adınızı ABD, İspanya, İtalya, Avusturya, Almanya, İngiltere ve Çin gibi yurtdışı fuar ve bianellerde sıklıkla yer aldığınızı gözlemliyoruz. Dışarıda heykellerinize ilgi nasıl?
Her yıl yurt dışında Müze sergileri , Biennaller ve sanat fuarları içersinde yer alıyorum. Yurt dışındaki sergilerin izleyici çokluğu ve yoğun ilgisi beni mutlu ediyor.
4- Formlarınız biçimsel açıdan genellikle kadın estetiğini ortaya koymakla birlikte aynı zamanda hepsi kadının ayrı bir içsel duygusunu, ayrı bir özelliğini vurguluyor gibi görünüyor… Sanki hepsi bize bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Üretirken, izleyiciye/alımlayıcıya bir mesaj verme kaygınız oluyor mu?
Heykellerimde kadını anlatırken esas anlatmak istediğim kadının duyguları ve bu duyguların gücü. Kısaca vermek istediğim mesaj ‘’KADININ GÜCÜ’’.
5- Heykellerinizin birer hikayesi var mı? Yoksa tamamen doğaçlama mı çalışırsınız? En merak ettiğim Mrs. Rose adını verdiğiniz heykeliniz… Kollarını açarak bizi karşılayan bu Gül Hanım’ın da bir hikayesi var mı?
Heykellerin bir hikayesi her zaman var. Bu sergideki Gül hanım hayatı sevgiyle kucaklayan içindeki sevgiyi coşkuyla paylaşan fiziksel olarak kadınların hiç istemediği fazla kilolarına rağmen kendinle barışık sevgi dolu bir kadının hikayesi.
6- Kadına şiddet, ne yazık ki ülkemizde güncelliğini yitirmemiş, kanayan bir yara. Kadın haklarına ya da kadına şiddete karşı bir sosyal projeniz oldu mu? Veya bu konuları kapsayan her hangi bir sosyal projede yer aldınız mı?
Bugün bütün dünyada ve ülkemizde kadına karşı yapılan ayrımcılık , şiddet, ve maalesef işlenen cinayetler hepimizi derinden etkilemekte ve üzmekte. Ben de sanatımla yaptığım heykellerde kadını anlatıyor , onu koruma altına alıyor ve adeta dokunulmaz kılıyorum. Herhangi bir sosyal projede yer almadım.
Çalışmalarınızı, Milano Art Gallery’nin davetlisi olarak 2015 Pro Biennale Venezia’da sergileyeceksiniz.
Sizi şimdiden tebrik ediyor, ülkemizi temsil eden bir Türk sanatçı olarak yurtdışındaki başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum.
Venedik öncesi bu keyifli söyleşiye vakit ayırdığınız için ayrıca çok teşekkür ederim.