EMITT’te düzenlenen “Turizm Önderleri Turizmin Geleceğini Tartışıyor” başlıklı panele katılan Oya Narin, Osman Ayık ve Firuz Bağlıkaya, sektörün geleceğini tartıştı.
“Turizm Önderleri Turizmin Geleceğini Tartışıyor” başlıklı panel EMITT’te gerçekleştirildi. Panele katılan TTYD Başkanı Oya Narin, TÜROFED Başkanı Osman Ayık ve TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, turizm sektörünün geleceğine ve neler yapılması gerektiğine dair değerlendirmelerde bulundu.
Panelde turizm sektörünün ülke ekonomisinin lideri durumuna geldiğini ve bunun da herkese sorumluluk yüklediğini belirten TTYD Başkanı Oya Narin. “Herkesin bizden beklentileri var” açıklamasında bulunarak, “TTYD olarak geriye dönük geriye dönük rakamlara baktığımızda 600 milyon turist ve 600 milyar dolar kazandığımızı gördük. İşi kendi salınımı içinde bırakırsak önümüzdeki dönemde 1,5 trilyon dolar, ama çaba sarf edersek 2 trilyon dolar turizm geliri elde ederiz. Verimliliğimizi arttırarak çok çalışmamız gerekecek. Kanunlarımızla ve her şeyimizle önümüzdeki 30 yılı yazmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Misafiri 4 saatte oteline götürüyorsak sorun var”
Oya Narin, İbrahim Birkan’ın moderatörlüğünde yapılan panelde konuşmasına “Turizm sektörü olarak planlı çalışmalıyız. Rakiplerimiz farklı ürün ve fiyatlarla ortaya çıkıyor. Plansız ilerlememiz bizim için bir tehdit olabilir. Turizmin taraflarıyla bir araya gelerek bir master plan plan yapmalıyız. 1.4 milyon yatağa yakın kapasite var. 350 bin de yapım aşamasında olan yatak var.
Böyle mi devam etmeli, restoran sayısı otel sayısında fazla mı olmalı? 20 milyonu gördüğünde İstanbul’da neler olacak? Bunlara kafa yormalıyız. Bir taraftan dijitalleşirken, bir taraftan da dijitalleşmemek üzerine paketler yapmamız gerekiyor. 4 saat uçuşla gelen misafiri havalimanından oteline 4 saatte götürüyorsak burada sorun var demektir.” şeklinde devam etti.
“Şu anda Türkiye’nin turizm sektöründe 18 milyar doların üstünde bir riski var.” ifadelerini kullanan TTYD Başkanı Oya Narin, “Turizmcilerin ,iletme sermayesine ihtiyacı var. Son 2-3 senedir imkansızlardan dolayı yapamadığımız renovasyon ihtiyacını da göz önüne alırsak önemli bir finansman sorunu ortaya çıkıyor. Turizm gelirini arttırmak istiyorsak, renovasyona kaynak ve finansman bulabilmeliyiz.” dedi.
“Türkiye dünyadaki gelişmelerden en olumlu etkilenecek ülke”
Panelin bir diğer katılımcısı Osman Ayık ise, turizm sektöründe eş-güdüme ve yönetişime dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dünyadaki gelişmelerden olumlu etkilenmesi en muhtemel ülkelerden biri olduğunun altını çizen TÜROFED Başkanı Ayık, “Dünya turizmi son derece hızlı büyüyor. Dünyadaki toplam GSYHS’nin yüzde 10’u turizm gelirlerinden oluşuyor. Önemli olan bizim bunda ne kadar pay alacağımız.” şeklinde konuştu.
Osman Ayık, küreselleşmenin tüm dünyayı teslim alan bir şey olduğuna belirterek, “Küreselleşmenin en güzel etkilediği sektörü bizim sektör. Küreselleşme ulaşım imkanlarını ve veri transferini hızlandırdı. Bu iki şey bizim tüm alışkanlıklarımızı değiştirdi. Deneyim yaşama isteğini tetikledi. İnsanlar daha kısa aralıklarla daha sık seyahat etmeye başladılar.’’ dedi.
“Çaba göstermesek bile…
Osman Ayık konuşmasını “Dünyada seyahat alışkanlığı en yüksek olan Avrupa’nın dibinde olmamız bizim en büyük şansımız şu; Türkiye çok fazla çaba göstermese bile, bizim büyümemiz her yıl çift haneli olacak. Bizim önümüzdeki süreçte hata yapmamamız. Gerekiyor.
Ülke olarak başarılı işler yaptık, hikayeler yazdık. Kayıplar yaşadığımız yıllar da oldu. 2019 çok iyi göstergelerle başladı. Bu işin 3 ayağı var; Yatırım, pazarlama, servis. Buradaki eşgüdümün yanına kamunun atacağı adımların eklenmesi son derece önemli.” diyerek sürdürdü.
“Türkiye’nin bundan sonra, sürdürülebilirlik kavramında uzaklaşmaması gerekiyor.” ifadelerini kullanan ayık sözlerine noktayı şöyle koydu:
“Sürdürülebilirlik, sosyal ve ekonomik bir denge içinde olmalı. Tüm kurumlar bunu kavrarsa rekabet ettiğimiz destinasyonlara karşı avantajlı hale geleceğiz. Buna katmamız gereken tek şey ise inovasyonu bu işin içine sokmak. Bu şekilde hedefleri egale edip yeni hedefler belirleyerek yolumuza devam edebiliriz.
Yerelleşme, turizmde önemli kavramlardan biri. İnsanların deneyim açlığı var ve bunun yolu da yerelleşmeden geçiyor. Biz artık arz odaklı turizmden talep odaklı turizme geçmek zorundayız. Sonra da bu talebe uygun olarak müşteri deneyimlerini dikkate alarak geleceği planlamak ve bütün dijital imkanları kullanarak tanıtım yapmalıyız. Kamu ve sektör arasında artık ciddi kanalların olması ve bu kanalların sürekli açık olması lazım.
Sivil unsurların içinde olmadığı hiçbir şeyin sürdürülebilir olması mümkün değil. Yerel yönetimlerin, kamu otoritelerinin ve siyasi otoritelerin bize kulak vermesi lazım. Bizim içinde olmadığımız bir süreç başarılı olamaz.”
Bağlıkaya: Avrupa pazarının manipülasyona açık
Panelin son katılımcısı TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ise, Türkiye turizminin olağan dışı koşullarda ve her 3 yılda bir kriz yaşayarak bugünlere geldiğini belirtti. Firuz Bağlıkaya, Avrupa pazarının manipülasyona açık olduğunu belirip, Avrupa pazarını kaybetmeden alternatif pazarlarda büyümenin önemine dikkat çekti.
Bağlıkaya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aslında bu sektörün başarısı krizleri nasıl atlattığı ile doğru orantılı. Neler oldu ve bundan sonra neler olacak diye bakarsak, turizm sektörü 3 yıl arayla krizler yaşayarak geldi hep. Sektör dört başı mamur olarak gelmedi bu noktalara. Bu nedenle bugün dünyada bulunduğumuz konum ve sıranın değeri de çok fazla. Biz dış müdahalelere ve krizlere rağmen bu noktalara.
Krizler bize alternatif pazarlara açılmamız gerektiğini gördük. Çünkü Avrupa pazarının manipülatif olduğunu gördük. 2016’nın faydası, pazar çeşitliliğine gitmemiz oldu. Ana pazarlarımız, Rusya ve Ukrayna hariç, Avrupa pazarı 2015’in üstünde değil. Bütün pazarlar 2015’in altında ve buna rağmen rekor kırdık.
Avrupa pazarlarında da artışlar var. Buralar da tam olarak devreye girdiğinde daha büyük rekorlar kıracağız. Avrupa bizim için vazgeçilebilir bir pazar değil. Turizm coğrafi bir olay ve en büyük turizm hareketi bizim de için de bulunduğumuz Avrupa’da yaşanıyor. Alternatif pazarlara odaklanırsan ana pazarlarımızı da es geçmemeliyiz.”
“100 milyon turist 100 milyar dolar gelir hayal değil”
Açıklamalarına devam eden Bağlıkaya, “100 milyon turist 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil. Kısa vadede her şeyin Türkiye turizminin lehine geliştiğini görüyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan dirence ve mücadeleye sahibiz. Bu kadar şeye rağmen hala otel yapılıyor, charterlar planlanıyor, tur operatörleri turist getiriyor. Hedeflerimizi revize ederek gideceğiz ve 2023’te çok daha iyi sonuçlar alacağız.
Kriz vurduğunda sektörün tüm ayaklarını vuruyor. Dolayısıyla ucuz finansman ihtiyacı sektörün bütün paydaşları için gerekli Bugüne kadar yapılmadı değil ama daha da arttırılması lazım.” dedi
“Zaten harcıyoruz”
Soru-cevap bölümünde Oya Narin’ye yöneltilen, “Turizm Geliştirme Fonu için otellerden cironun yüzde 1’inin alınması planlanıyor. Bazı tesislerin cirosu yüksek karı düşük bazılarının cirosu düşük karı yüksek. Burada denge nasıl sağlanacak, oranın yüzde 0,5’e çekilme durumu var mı?” soruya, “Turizmde planlamanın ve tanıtımın tek elden yapılması gerekiyor. İşletmeler zaten bu kaynağı kendileri harcıyorlar. Tur operatörlerine ve acentelere pazarlama desteği veriliyor. Bir işletmenin dünya standartlarına göre tanıtım ve pazarlamaya zaten cirosunun yüzde 2-3’ünü harcaması gerekiyor.” cevabını verdi.