Sabiha Gökçen Havalimanı ve faaliyetleri devlet uçakları, özel jetler ve hava taksileri ile sınırlandırılan Atatürk Havalimanı çalışırken kentin kuzeyinde Karadeniz kıyısına yapılan yeni İstanbul Havalimanı’nda dün öğle saatlerinde uçuşlar durduruldu.
Cengiz-Kolin-Mapa-Limak konsorsiyumu tarafından kurulan IGA’dan yapılan açıklamada havalimanında uçaklarda bekleyen yolcuların dün akşam saat 23.00 sularında tamamen tahliye edildiği duyuruldu.
Ancak yüzlerce yolcu, havalimanını şehre bağlayan yolların kapalı olması nedeniyle geceyi havalimanında geçirdi. Yolcular sosyal medya hesaplarından kendilerine dağıtılan karton ve sandviçlerin fotoğraflarını paylaştı.
İstanbul Havalimanı’ndan uçuşlar Salı günü saat 24.00’e kadar yapılamayacak
İstanbul’da aralıklı olarak devam eden yoğun kar fırtınası nedeniyle kentin yeni havalimanından uçuşlar bugün de yapılamıyor.
Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün, Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu şirketinin İstanbul Havalimanı çıkışlı uçuşlarının gece yarısına kadar yapılamayacağını duyurdu.
Bu arada yine İstanbul Havalimanı’nda bulunan Turkish Cargo’ya ait bir hangar da dünkü yoğun yağış ve fırtına sırasında çöktü.
Çökme sırasında hangarda kimsenin olmaması sayesinde maddi zarardan fazlası oluşmadı.
Ancak bir yandan bu çöküntü, diğer yandan etkili yağış ve fırtına nedeniyle havalimanının trafiğe kapatılması, yeni havalimanının ihale ve inşaat sürecinde devam eden tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
TMMOB: ‘‘Yeni havalimanının ÇED raporunda ayrıca iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı yağışlar ve fırtına gibi riskler yer almıyordu’’
O dönem Atatürk Havalimanı’nı kapatarak yeni bir havalimanının yapılmasına karşı çıkan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İstanbul İl Koordinasyonu’nun 2014 yılında hazırladığı raporun meteorolojik verilerle ilgili kısmını sosyal medya hesabında yayınlayarak İstanbul Havalimanı’nın yeri konusundaki itirazını hatırlattı.
Raporda, ‘‘Proje alanı doğrudan deniz üzerinden gelen rüzgarlara açıktır. Uçuş için uçağın gelen rüzgarı önden alması gerekir, yandan ya da arkadan alması tehlikelidir. Ayrıca Türk Hava Kurumu Teknik Birimi’nin, Karadeniz tarafından gelen rüzgarlar nedeniyle projeye onay veremediği bilinmektedir. Bu nedenlerle raporda kullanılan meteoroloji istasyonlarının verileri proje alanındaki değerleri yansıtmamaktadır. Yılda 150 milyon kişinin taşınacağı bir havalimanında meteorolojik parametrelerin gerçekliğe uygun olarak ölçülebilmesi için proje alanında bir meteoroloji istasyonu kurulmalı ve en az 5 yıllık bir ölçümden sonra projenin yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir. Raporda ayrıca iklim değişikliğinden kaynaklanan riskler (hortum, aşırı sağanak yağışlar ve fırtınalar) de değerlendirilmemiştir. İklim modelleri ile bu riskler değerlendirilebilmektedir. ÇED Raporu’na göre yılın 107 günü fırtınalı, 65 günü ise yoğun bulutlu olan bu kıyı bölgesinde hava taşımacılığı ve piste iniş ve kalkışların fiziksel çevre şartları bakımından sorun yaratabilir’’ ifadelerine yer veriliyor.
Atlar: ‘‘Daha sonra da benzeri doğa olaylarında İstanbul Havalimanı’nda aynı sıkıntılar yaşanacak’’
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar, VOA Türkçe’ye, yer seçiminde hata yapıldığı için İstanbul Havalimanı’nda benzeri sorunların devam edeceğini söyledi.
Atlar, ‘‘Biz en başından beri karşı çıkıyorduk bu projeye. Orada kesilen ağaçlar, bölgenin florası faunası bir tarafa bıraksak bile havalimanının yer seçimi kesinlikle doğru değildi. Neden o bölge seçildi? Havalimanı 8 bin hektar alan. Bunun çok büyük bir bölümü orman alanı. Özel mülkiyete konu olmayan alan olduğundan kamulaştırma maliyeti olmayacaktı, o nedenle burası tercih edildi. Ama mesela ÇED raporu dahi meteorolojik verilerin dikkate alınmadığını itiraf ediyordu. Karadeniz kıyısında yoğun kar yağışı olmasa da sık sık yoğun sis ve yoğun yağış oluyor. Zaten daha önce de aksamaların olduğu medyaya yansıdı. Bundan etkilenmemesi mümkün değil. Daha sonra da benzeri doğa olaylarında İstanbul Havalimanı’nda aynı sıkıntılar yaşanacak’’ dedi.
Yoğun yağış nedeniyle yaşanan krizin çözülmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun Atatürk Havalimanı’na inmesi özellikle sosyal medyada çokça tartışıldı.
‘‘İstanbul Havalimanı’nda karayolu dışında çıkış yok, raylı sistem olmadığından yolcular mahsur kaldı’’
Akif Burak Atlar, İstanbul Atatürk Havalimanı’nın tarifeli seferlere kapatılmasının şehircilik politikaları bakımından anlaşılamaz bulduğunu belirtiyor.
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı, ‘‘İstanbul Atatürk Havalimanı dünyanın en donanımlı havalimanlarından biriydi. Yüzde 100 kapasite ile çalışıyordu, altyapısı kuvvetliydi, lojistik avantajları vardı. Hemen altından raylı sistem geçiyordu. Marmara’ya yakın olduğu için Karadeniz kıyısındaki bir havalimanından çok daha elverişli meteorolojik koşullara sahipti. Neden kapatıldığını rasyonel bir şekilde izah etmek mümkün değil. Düşünün İstanbul Havalimanı’nda karayolu dışında başka bir çıkış alternatifi yok. Raylı sistem, metro olmadığından insanlar mahsur kaldı orada. Sabahlamak zorunda kaldılar. Tüm bunlara ek olarak bu yer tercihi ile önemli bir kamu yatırımı heba edildi’’ dedi.
Rakamlarla İstanbul Havalimanı
Dört yıl süren inşaatın sonunda İstanbul Havalimanı, 29 Ekim 2018’de açıldı. Ancak düzenli seferler 19 Nisan 2019’da başladı.
Şu anda 3 pistte 90 milyon yolcu kapasitesine sahip yeni havalimanı, tüm fazları tamamlandığında 200 milyon yolcuya hizmet verebilecek.
2019 yılında 52 milyon yolcunun kullandığı yeni havalimanında 2020 yılında yolcu sayısı 23,4 milyon kişiye geriledi.
İstanbul Havalimanı 2021 yılının ilk dokuz ayında ise 30 milyon kişiye hizmet verdi
Kaynak : VOA