Türkiye Turist Rehberleri Birliği Başkanı Apalı, “Türkiye’nin kurtuluş, çıkış yolu turizmdir, ekoturizmdir. 780 bin kilometrekarelik alanın her bir metrekaresi değerlidir, değerlendirilebilir.” dedi.
Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı Ahmet Zeki Apalı, çevreyi koruyan, yerel halkın refahını gözeten bir sistem olan “ekoturizm” ile Türkiye’nin 81 ilinde turizm potansiyelinin ortaya çıkarılabileceğini vurgulayarak, “Türkiye’nin kurtuluş, çıkış yolu turizmdir, ekoturizmdir. 780 bin kilometrekarelik alanın her bir metrekaresi değerlidir, değerlendirilebilir.” şeklinde konuştu.
Apalı: Türkiye’nin kurtuluş, çıkış yolu turizmdir, ekoturizmdir!
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından ilan edilen ve 1980’li yıllardan beri kutlanan 27 Eylül Dünya Turizm Günü kapsamında, Türkiye’de turizm konusunda atılması gereken adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ahmet Zeki Apalı, Türkiye’nin coğrafi ve kültürel açıdan muhteşem zenginlikleri bulunduğunu ancak bu değerlerin tam olarak değerlendirilemediğini belirtti. Apalı, “Turizmi 12 aya ve Türkiye geneline yaymak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Turizmin bugün Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara, cari açığa çare olabileceğini vurgulayan TUREB Başkanı Apalı, “Doğu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör olayları nedeniyle sıkıntılar yaşandı.
Aslında turizm bir yerde bunun da çözümü. Eğer biz turizmi bütün bölgelerimizde, illerimizde, Doğu, Güneydoğu’da da geliştirebilseydik bütün insanların refahına katkıda bulunacağı, kültürel geçişkinliklere, insanların birbiriyle iletişimine destek olacağı için terör bu derece oluşmazdı. Yaşadığımız sıkıntıları belki hiç yaşamazdık, belki de çok az yaşardık.
Toplumsal gelişim, sosyal dönüşüm, ekonomik anlamdaki gelişme, refah düzeyinin artması, doğanın korunması gibi birçok açıdan baktığımızda turizm Türkiye’nin tek çıkar yoludur.” dedi.
“Her 4 insandan biri turist olarak seyahat edecek”
Yeni bir Turizm Ana Planı’nın oluşturulmasının, turizmin 12 aya yayılmasının, Uzakdoğu ülkelerinin hedef pazarlar olarak Orta Vadeli Plan’da yer almasının önem taşıdığını vurgulayan Ahmet Zeki Apalı, turizmde geçmişte sadece Avrupa ülkelerine yönelindiğini ama bu ülkelerde yaşanan sıkıntılarla farklı hedef pazarlara yönelik çalışmaların da yürütülmesi gerektiğinin anlaşıldığını söyledi.
Apalı, “Turizm çok hızlı gelişiyor, dünyada da böyle. Dünya Turizm Örgütü rakamlarına göre 2030 yılında, çok değil 11 sene sonra, 1,8-2 milyar civarında insanın seyahat edeceği tahmin ediliyor. Yani her 4 insandan biri turist olarak seyahat edecek.” diye konuştu.
“Turizm pastasındaki en büyük dilime odaklanmamız lazım”
Apalı, Türkiye’de bu yıl sonunda 40 milyonun üzerinde turist sayısına ulaşılacağını belirterek, “Bizim 40 veya 50 milyon turist gibi hedeflere değil; turizm pastasındaki en büyük dilime odaklanmamız lazım. Sıralamalarda altıncılığa kadar çıkmıştık ama bu da değil, önce ilk üçü ondan sonra birinciliği hedeflememiz lazım. Bunun için hiçbir şeyimiz eksik değil. Sadece motivasyona, yasal düzenlemelerde hızlı hareket etmeye ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.
“İşsizlik sorununa da çare olacak”
Aynı zamanda hedef pazarların genişletilerek risklerin azaltılması gerektiğini söyleyen Ahmet Zeki Apalı, “Bir de rehberleri daha iyi değerlendirmemiz lazım. Rehberlerin önemi şöyle; yapılan turlarda Anadolu’yu, tarihini, doğasını, kültürünü çok iyi bilir, iletişimi çok iyi sağlarlar. Onların birebir çalışmaları sonucunda milyonlarca dolarlık tanıtım bütçelerinden daha etkili sonuçlar alabiliriz. Çünkü ağızdan ağıza giden tanıtımlar, reklamlar en etkili yöntemdir.” yorumunda bulundu.
Apalı’dan ekoturizm önerisi
Turizmde doğanın korunmasının önemine de dikkati çeken Apalı, bu noktada çevreyi, bölgenin kültürünü koruyan, yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahat anlamına gelen “ekoturizm”in çok önemli olduğunu vurguladı.
TUREB Başkanı Apalı, “Ekoturizm büyük devasa yatırımları da içermiyor. Mesela küçük bir köy tespit edeceksiniz, o köyde 3-4 tane evde kullanılmayan birkaç oda rehabilite edilecek. İnsanlar temel eğitimlerden geçirildikten sonra kendileri nasıl yaşıyorsa turizmde de o hizmeti sunacaklar ve bundan gelir elde edecekler.” dedi.
Ekoturizmin turizmin tabana yayılması anlamına geldiğini anlatan Apalı, “Türkiye’nin kurtuluş, çıkış yolu turizmdir, ekoturizmdir. 780 bin kilometrekarelik alanın her bir metrekaresi değerlidir, değerlendirilebilir.” ifadesini kullandı.
Bitlis’te organik peynirlerin üretildiği alanı, Hakkari ve Bolu’daki yaylaları ekoturizmde değerlendirilebilecek alanlar olarak örnek gösteren Apalı, öğrencilerin de rehberler öncülüğünde yapılacak kültürel gezilerle bilinçlendirilebileceğini anlattı.
“Turizm adına Türkiye’nin geleceği parlak”
Erişilebilir turizm konusunda da dünyada yeni trendlerin oluştuğuna dikkati çeken Apalı, “Herkes için erişilebilir turizm’ diye bir konsept oluşmaya başladı. Bu, Dünya Turizm Örgütünün geliştirdiği bir şey. Araştırmalarımızda Türkiye’de bu yönde atılım olmadığını gördük. Dünya turizm ligine çıkacağınız zaman dünyanın konuştuğu, tartıştığı noktalarda harekete geçmeniz lazım. İddialı olmanız için de bunu dünyada yapılandan daha hızlı yapmanız lazım.” değerlendirmesini yaptı.