Saklıkent Kanyonu, yaklaşık 15 km uzunluğunda, içinde Bey Dağları’nın kaynak suyunu bulunduran eşine az rastlanır bir doğa harikası olarak sizleri bekliyor…
Bu hafta sonu bayram tatilini de değerlendirmek amacıyla soluğu Saklıkent Milli Parkında aldık. Antalya’dan çıkarak sabahın erken saatlerinde yayla üzerinden Fethiye yolundan yaklaşık 3 saatlik bir süre içerisinde kendimizi Saklıkent Milli Parkının kapısında bulduk.
Yolculuk esnasında havaların oldukça sıcak olduğu sahil kesiminden rakım yükseldikçe serin bir hava ile karşılaşmamız bizi daha da dinç hale getirdi. Buraya ulaşım Antalya, Muğla ve Burdur bağlantılı üç karayolu üzerinden yapılabiliyor. Muhteşem doğal güzellikleri ile dikkat çeken yol boyunca oksijen dolu çam ağaçları arasında yapacağınız bu yolculuk size unutulmaz dakikalar yaşatacak. Yol boyu üzerinde isterseniz bölgeye has ürünlerin satıldığı tezgahlar ile karşılaşabilir ve alışveriş de yapabilirsiniz.
Kanyon yaz aylarında Fethiyelilerin vazgeçilmez bir piknik alanı olarak da göze çarpıyor.
Kayadibi Köyünün hemen yanında yer alan Saklıkent’e özel araçlarla, Fethiye merkezden kalkan Saklıkent dolmuşlarıyla ya da ayrıca Saklıkent’e, güneyden Kalkan- Yeşilova yol ayrımından Palamut köyü yolu ile kuzeyden ise Seydikemer yolundan da ulaşabilirsiniz. Antalya üzerinden geldiğinizde Fethiye’ye gelmeden Saklıkent-SeydiKemer kavşağından, Saklıkent istikametine doğru hareket ederek, yaklaşık 21 km mesafe sonrası Milli Parka ve sizi çok etkileyeceğine inandığım Saklıkent kanyonu ve milli parkına ulaşacaksınız.
Burası özellikle yaz aylarında Fethiyelilerin vazgeçilmez bir piknik alanı olarak da göze çarpıyor. Milli parkın önü hınca hınç dolu. Gerek kendi arabaları ile gelen tatilciler gerekse de tur şirketleri ile bu güzelliği görmeye gelen turistler sıraya geçmişler bilet alıyorlar. Eğer kendi aracınız ile geldiyseniz otoparka aracınızı 3 TL. ye park edebilirsiniz. Oldukça geniş bir otoparkının olduğunu söyleyebilirim.
Bir çoban buldu, şimdi milyonlar bu güzelliği ziyaret ediyor
Saklıkent Kanyonu, yaklaşık 15 km uzunluğunda, içinde Bey Dağları’nın kaynak suyunu bulunduran eşine az rastlanır bir doğa harikası. Kanyon, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu bir kanyon. Yaptığım araştırmalara göre, kanyonun keşfi çok yakın bir tarihe dayanıyor. Öğrendiğimiz bilgilere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olmuş. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Saklıkent’i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklıkent bugünkü halini almış. Yine araştırmalarımıza göre burasını yılda en az yaklaşık 750 bin ile 1 milyon kişi ziyaret ediyormuş. Kanyonun çevresi ise 06.06.1996 tarihli Resmi Gazeteyle Saklıkent Milli Parkı ilan edilerek korumaya alınmış.
Kanyonda Adrenalin dolu bir gezi
İçeriye giriş 6 TL. Öğrenciler ise Öğrenci kartlarını göstermeleri halinde 3 TL. ye burasını gezebiliyorlar. Kanyon gezisi yapacaksanız Kanyon kurallarını okumanızda fayda var. Çünkü uzun ve adrenalin dolu bir yol sizi bekliyor. Yaklaşık 100 mt.lik bir tahta iskeleden geçerek, kanyonda yürüyüşe başlayacağımız noktaya geliyoruz. Kayaların içerisinden fışkıran sular oldukça etkileyici. Eğer km.lerce yürüyecekseniz mutlaka ayağınıza lastik ayakkabı giyiniz derim. Ayrıca yine korunma adına kafanıza bir de kask takmanızı tavsiye ederim. Saklıkent’in akıntısı oldukça şiddetli ve buz gibi akan bir suyu var. Altınızda şort ya da mayo olmalı, ayrıca özel eşyalarınızı, cep telefonu ya da fotoğraf makinenizi korumak adına suya dayanıklı bir çanta ile burasını gezmelisiniz. Aksi taktirde zaman zaman suların içerinden geçecek ıslanma riskiniz oldukça yüksek olacaktır.
Çamurlu sular içerisinden geçerek yürüyüşünüze devam ediyorsunuz
Saklıkent Kanyonu yaklaşık 18 kilometre uzunluğunda..Yüksekliği yer yer 600 metreyi bulan kanyon oldukça dikkat çekici. İlk girişinde taşların ve gürül gürül akan sulardan ipe tutunarak Kanyona geçmek en heyecanlı bölüm. Yürüyüşümüz esnasında, kanyonda güneşi zaman zaman görmediğiniz oluyor ve çamurlu sular içerisinden geçerek yolunuza devam ediyorsunuz. Saklıkent’in dört yanından çıkan kaynak suları ve kanyonda bulunan bazı küçük şelalecikler ziyaretçileri etkiliyor. Kanyonda bazı noktalarda iki dağın kapandığı bölümler var.
Bizim ziyaretimiz esnasında o kadar büyük bir kalabalık ile karşılaştık ki, bu dikkatimizden kaçmadı. Akan su bazı bölgelere balçık bırakmış ve derinleşen bölümler var. Buralara basarken dikkatli olmanızda fayda var. Çamurlu suyun çekildiği bazı bölgelerde balçıklar oluşmuş. Oluşan bu çamurların faydalı olduğuna inanan çok sayıda ziyaretçi çamurları suratlarına ve vücutlarının bazı bölümlerine sürmüşler.
Gözleme ayran bölgenin ayrı bir tadı
Kanyonun sonunu bulmak oldukça güç. Gidebildiğimiz noktaya kadar gidiyor ve bu büyüleyici atmosferde fotoğraflarımızı çekip geri dönüyoruz. Yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüşün ardından yorgun bir vaziyette dönüş yaptıktan sonra acıktığımızı hissediyoruz. Kanyon girişinde dere kenarında ve yol boyunca çok sayıda restoran var. Saklıkent Kanyon gezisini tamamladıktan sonra hem dinlenip hem de yemeğinizi yiyebilirisiniz. Bu arada bölgeye has gözleme ve ayranı tavsiye ederim. 3 TL ile 5 Tl. arasında çeşitli gözleme yiyebilirsiniz. Bu arada pazarlık yapın da derim. Antalya’ya çok uzak olmayan bu özel ve güzel bölge olan Saklıkent Kanyonu’nu gezmediyseniz mutlaka buraya uğrayın ve gezin derim.
Halil Öncü- Antalya