Cahit Göveren’in A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2016’ya direkt katılmasının ardından kaleme aldığı “Terim kabak tadı veriyor!” başlıklı yazısı;
Vaktiyle “TBMM’de 550 kişi var. Ama, içlerinde bir tek ‘Fatih Terim’ yok” diyen hazret, sürekli yenilgilerin ardından, maçlarını ciddiye almayan Çek Cumhuriyeti ve İzlanda’yı yenip, 2016 Euro hedefine ulaştı ya, bülbül gibi konuşmaya başladı. Bakın Fatih bey “Neler” dedi. Ankara’daki terör olaylarına atıfta bulunarak ” Allah, benim ülkeme bir daha bunları göstermesin” Kardeşim, sen Cumhurbaşkanı mısın, Başbakan mısın, Devlet Bakanı ya da Parti lideri mi sin ?. “Benim Ülkem” demek, ne demek. Bu ülkeyi niye kendine mal ediyorsun. Yoksa, Ulu Önder Atatürk yerine Türkiye Cumhuriyeti’ni sen mi kurdun. Senin bu işlere aklın erer mi ?
Dağıtılan ulufelerden Milyon Euro’ları cebine indiren Fatih efendi, bununla da yetinmedi.
İzlanda maçının ardından “Evlatlarımı kutluyorum” dedi. Teşbihte hata olmaz ama, sen prim olarak 1,5 trilyonluk çeki arka cebine koy. Sürekli yenilgilerde “Oyuncular” dediğin futbolun çilekeşlerine şimdi “Evlatlarım” diye hitap et. Çek Cumhuriyeti ve İzlanda yenilgilerinde bu oyuncular senin “Evlatların” değil miydi. İnan, bu ülkede rahatsızlık yaratıyorsun Fatih Terim. İnsanlar sana nefretle bakıyor. Egolarına dayalı olarak negatif davranış biçimlerin, agresif tavırların, insanın sinir sistemini bozan jest ve mimiklerin hiçbir Türk vatandaşında yok. Bir gün bu alemden sen de göçüp, gideceksin. Ama, insanlar seni lanetle anıp, “Kurtulduk” diyecekler. Çünkü, sen tevazuu göstermeyi bir türlü öğrenemedin. Acaba, hiç düşündün mü ? Futbolla yatıp, futbolla kalkan bu ülke insanı Mustafa Denizli, Türkiye’ye Dünya üçüncülüğü gururu yaşatan Şenol Güneş ve diğer Teknik Direktörlere niye gönül koymuyor.
Çocukluğundan buyana “Baba” ekmeğı yediği için Türkiye’de para değer ve kur’undan habersiz olan , siyasi iradenin güdümündeki Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören sana ayda 350 milyon maaş, 1,5 trilyon prim verebilir ama, asgari ücretin 1000 lira olduğu bu ülkede ulufe olarak aldığın her kuruş seni vicdani sorumluluktan kurtaramaz. Yıldırım Demirören senin sıfatına bir eklenti yapıp, zati-haline “Türkiye Futbol Direktörü” ünvanı verdi. Vay, vay, vay. O zaman sen ; Fener’in, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın, Trabzon’un da Teknik Direktörü’sün demek ki. Çünkü, bunlar da Türk kulüpleri. Kandırın insanları bakalım, nereye kadar. ” Terim efendi, bu denli ülkeye mal olmuş sıfatları insanlara TBMM’si verebilir. Sen, olsa olsa Yıldırım Demirören’in Teknik Direktörü olabilirsin. Anladın mı !. Çünkü, hiçbir kul ve takdir-i ilahi bunu kabul etmez. Bu gerçeği sakın unutma…
Kaynak : Beşiktaş Postası