Eve Grup İcra Kurulu Üyesi ve İSATAG Derneği 2. Başkanı Cüneyt Tansu Demir, 2023 yılında turizm sektöründe yaşanan gelişmeleri, sektör sorunlarını ve 2024 beklentilerini anlattı.
TurizmGünlüğü’nde yer alan haber;
Döviz artış oranının, enflasyonun altında kaldığından, sektör kazancının enflasyon artış hızı karşısında eridiğini ifade eden Cüneyt Tansu Demir; Türkiye turizminin karşı karşıya kalabileceği en ciddi tehlikenin sektörün yerli dinamiklerinin, dış yatırımcılar ile yer değiştirme durumu ve hızla zemin kaybetmesi” olduğunu öne sürdü.
İşte Cüneyt Tansu Demir’in değerlendirmeleri:
Turizm, ülkemizin en dinamik ve yapılan yatırım ile alınan karşılık oranlamasında en verimli sektördür.
54 farklı sektöre 26 milyar dolar kaynak yaratmaktadır.
38 sektörü doğrudan etkilemektedir.
Sektör, ülkemize sırf döviz kazandırmakla kalmayıp, yarattığı istihdamla özellikle genç işsizliğe hızlı çözüm üretmektedir. Ülkemizin sosyal yapısı ve ekonomik parametreleri açısından bu son derece önemlidir.
2023 sezonu 44 milyon turist gelmiş 42 milyar dolar döviz girdisi sağlanmıştır.
2023 sezonu genel itibarıyla sayısal olarak iyi, kazanç olarak kötü bir yıl olmuştur.
Döviz artış oranı, enflasyonun altında kaldığından, sektör kazancı enflasyon artış hızı karşısında erimiştir.
Özellikle uzun pandemi dönemi ve öncesinde, sık aralıklarla yaşanmış olan sosyal ve terör sorunlarının, sermaye birikimine izin vermediği sektör; dayanıksız yapısını onarma fırsatı bulamamıştır.
Eve Şirketler Grubumuz (Everest Tur, Eve Transport, Octobeds Online Sistem ve VY – Global Travel) olarak ağırlıklı olarak 15 bin Rus ve Türki Cumhuriyetler’den gelen turiste hizmet vermiştir.
Rus pazarı özellikle Ukrayna Savaşı sonrası uygulanan yaptırımlar nedeniyle tatil tercihleri açısından alternatifleri azaldığından; ülkemiz açısından sayısal düşüş yaşanmamış ama Rus turistin alım gücü azaldığından “ürün çeşitlemesi” ve “karlılık oranları” düşmüştür.
Reel ekonomi politikalarının uygulanmaya geçilmesiyle birlikte Turizm Sektörü üzerindeki vergilerin yeniden sektör açısından olumlu olacak şekilde yapılandırılması önemlidir.
Tüm rakiplerimizde %8 – % 10 olan KDV oranının rekabet ve sektör dayanıklılığı açısından bizde de aynı oranlara indirilmesi önemlidir.
Özel sektör olarak her şeyi devletten bekleme mantığı doğru bir mantık olmamakla birlikte, diğer turizm ülkelerinde, turizm sektörüne uygulanan asgari avantajları beklemekte yaklaşık 40 milyar dolar döviz getiren bir sektör açısından haklı ve yapılması gecikilmiş bir istektir.
Önümüzdeki sezon devlet destekli ciddi bir turizm yapılanması ile birlikte, turizm sektörüne vergi indirimi, SGK prim avantajları ve daha önce sağlanan THY indirimli uçak bileti uygulamasının en azından fuar dönemleri hayata geçirme beklentisi içindeyiz.
Bu sektörde hem motivasyon yaratacak hem de büyük ivme kazandıracaktır.
Özellikle kış dönemi Ocak ve Şubat aylarında mutlaka kamu bankalarının turizm sektörüne özel, düşük faizli destek kredilerini yeniden hayata geçirmesi, kırılmaları önlemek açısından önem arz etmektedir.
Her yıl aynı dileklerle kamudan beklentilerimizi beyan etmekle birlikte ne yazık ki bu gerçekleşmemiş, aksine ilave vergi ve fahiş müze fiyat artışları ile karşılaşılmıştır.
Her şeye rağmen sektör adına bu beklentilerimizi tekrar tekrar dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.
Sektör tüm paydaşları ile yalnız bırakılmış olmakla birlikte yaşanan uzun krizlere kendi iç dinamikleri ile direnmeye çalışmıştır.
Bu süreçte çok acente kapanmış, birçok otel el değiştirmiş, kimi havayolu şirketi kapanmıştır.
Yine çok sayıda turizm emekçisi sektör değiştirmiştir.
Kalifiye olan sektör çalışanlarının kolayca başka sektörlerde iş bulması, turizm sektöründe deneyimli personel boşluğu da yaratmıştır.
Bizim tüm bunların ötesinde asıl görmemiz gereken en ciddi tehlike, sektörün yerli dinamiklerinin, dış yatırımcılar ile yer değiştirme durumu ve hızla zemin kaybetmesidir. Cüneyt Tansu Demir’den 2023 Değerlendirmesi
Yanlış anlaşılmaması gereken konu, bu ifade de yeni yatırımcı gelmesi değil, sektörün maddi sıkıntılarından dolayı elindeki varlıkları değerinden ucuz, fırsatçı yabancılara kaptırmasıdır.
Bu kayıplar şu an için ölçülebilir değildir.
Ülkemizin turizm kaynaklarını, turizm gelirlerini ve istihdamı daha verimli hale getirme çabamız, aynı zamanda Ülkemiz geleceği açısından hem ekonomik hem sosyal gelişimine katkısı çok önemlidir ve bu önemini vurgulamak her turizmcinin hem işinin bir gereği hem sosyal sorumluluğudur.
Turizmin altında yatan felsefeyi salt maddi gelir ile değerlendirmemek lazımdır.
Ülkemiz turizmini dünya insanları ile entegrasyonu, ülkemizi ileri uygarlık düzeyine çekecek vizyonu sağlamak açısından da değerlendirmek lazımdır.
Turizm sektör olarak, Turizm Haftası’ndaki klasik laf ve kutlamalarla geçiştirilecek bir şey değildir.
Ülkemizdeki çağdaşlığın ve çağdaş olma vizyonunun temelinde sektörümüz vardır.
Gelecek sezon ön rezervasyonları iyi gözükmekle birlikte ekonominin halen istikrar sağlamadığı dönemden geçiyoruz.
Bununla beraber sektörümüz her sezona olumlu bakmıştır.
Ben de bir turizmci iyimserliği ile tüm meslektaşlarımıza öncelikle sağlıklı, mutlu ve gerçekten verimli bir yeni yıl ve bereketli bir sezon diliyorum.