Turizm sektörünün paydaşları Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) ile birlikte son dönemlerin önemli tartışma konuları arasında yer alan “Ev Turizmi’ni masaya yatırdı.
TUYED’in Taksim Eresin Otel’de düzenlediği ve moderatörlüğünü TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun üstlendiği “Ev Turizmi” konulu panele konuşmacı olarak; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Ev Turizmi Komitesi Başkanı Mücella Tarhan, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Genel Sekreteri Levent Erdoğan, Özel Belgeli, Özel Nitelikli Butik Otelciler Birliği (ÖZBİ) Başkanı Ufuk Aslan, Alternatif Konaklama Derneği Başkanı Mehmet Ülkü ve Ev Turizmi Derneği Genel Sekreteri Işıl Karababa katıldı. Panelde son dönemlerde Türkiye’nin siyasi gündeminde de kendisinde yer bulan ev turizmi konusu ilk kez geniş bir tabanda tartışıldı.
Kayıt dışılık ve kontrolsüzlüğün bu alandaki en büyük sorun olduğuna dikkat çekildi.
Ev turizminin giderek artan talep sonucu turizmin bir segmenti haline geldiği vurgulanan panelde, yasal mevzuat ve standardizasyon gibi eksikliklerin büyük bir sorun teşkil ettiği vurgulandı.
Ev turizmi yapan sektör temsilcileri panelde, konaklama sektörüne rakip değil, onu tamamlayan bir yapı olduklarını söylerlerken, otel ve acente birlikleri temsilcisi konuşmacılar ise bu alandaki keyfiyet ve standartsızlığın sektöre ve ülke ekonomisine zarar verdiğini belirttiler.
Tarhan: “Otellere rakip değiliz”
Panelde konuşan TÜRSAB Ev Turizmi Komitesi Başkanı Mücella Tarhan, dünyada 95 milyar dolarlık bir sektör haline gelen ev turizminin Avrupa’da 60 yılı aşkın bir süredir var olduğunu, Türkiye’de de yaklaşık 20 yıldır uygulandığını dile getirdi.
Türkiye’de yaklaşık 1 milyon evin ev turizmi çerçevesinde kiralandığını tahmin ettiklerini belirten Tarhan, sadece araştırma yaptıkları Balıkesir ve çevresinde 200 bin civarında evin bu amaçla kiralandığını, bunun da yaklaşık 15 milyon dolarlık bir pazar anlamına geldiğini kaydetti.
Otellere rakip olmadıklarını ifade eden Tarhan, “Biz Avrupa’dan buraya gelmeyen müşteriyi getirmeye çalışıyoruz. Avrupa’dan gelen misafir zaten gelip otelde kalıyor. Biz pastadan pay alma çabası içinde değil pastayı büyütme amacındayız. Avrupa’dan gelen misafirin daha rahat hareket etmesini sağlamak istiyoruz. Avrupa’da şehir konaklamalarında ev turizmi geçen yıl yüzde 160 oranında büyüdü. Paris’e 80 milyon kişi gelecekse bunun hepsini otelde konaklatmanız mümkün değil. İstanbul’un da bu seviyelere ulaşması engellenmemelidir” dedi.
Sektörün konuyu hükümet ve bakanlık temsilcilerine pek çok kez anlatmaya çalıştığını söyleyen Tarhan, TÜRSAB bünyesinde kurdukları ev turizmi komitesi ile bir hayli yol kat ettiklerini belirtti. Tarhan, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un konuyu İçişleri Bakanı ile görüşeceğini de aktardı.
“1774 sayılı yasaya uyarlama yapılabilir”
Tarhan, 1774 sayılı yasanın aslında bu alanda mevzuat oluşturmak için gereken altyapıyı teşkil ettiğini belirterek, “Bu kanunda sadece bir uyarlama yapmak yeterli olacaktır” diye konuştu.
Ülkü: “Değişen trendler ev turizmini geliştirdi”
Ev turizminin bölgesel ve mevsimsel olarak farklı tanımlandığını belirten Alternatif Konaklama Derneği Başkanı Mehmet Ülkü ise “ev turizmi” tanımının bu alan için en doğru tanım olduğunu dile getirdi. Ev turizminin dünyadaki genel eğilimlerdeki değişmelere paralel olarak geliştiğini ifade eden Ülkü, “Her şey dahil sistemi sıkıntı yaratmaya başladı. Alternatif konaklamada amaç daha nitelikli turisti çekmek. İnternet tüm dünyada hızla büyüdü. İnternetten gideceğiniz sokağa kadar her yeri görebiliyorsunuz. 2009’da 1700 kiralama varken, bu rakam 10 kat büyüyerek 10 binlerin üzerine çıktı” dedi.
Firma olarak farklı dillerde hizmet verdiklerini kaydeden Ülkü, “En az talebi Rusya’dan alıyoruz. Ruslar Türkiye turizminde ikinci sırada olmasına rağmen daha ucuz tatil istedikleri için ev turizmine yönelmiyorlar” şeklinde konuştu.
Ev turizmi sektörüne getirilen “kayıtdışılık” eleştirisine yönelik olarak, kendilerinin de kayıtdışılıktan şikayetçi olduklarını söyleyen Ülkü, bu alandaki mevzuat eksikliğine dikkat çekti.
Kızlı erkekli yurtlar ya da evler tartışmasından sonra kimlik bildirimine tabi olma durumunun gündeme geldiğini söyleyen Ülkü, “Alternatif Konaklama sektörü olarak resmi makamlarda kabul görmüş olduk. Maliye Bakanlığı ile görüşmelerimiz sürüyor. Bu alandaki vergi kaybının giderilip, alternatif konaklamanın turizme kazandırılması konularında çalışmalarımız var” diye konuştu.
Eğitim ve standardizasyon gerekli
TÜİK rakamlarına göre ev turizmi kapsamında yılda 14,5 milyon geceleme olduğunu ve konaklama sektöründen yüzde 3-4 pay aldığını kaydeden Ülkü, bu işi yapacak kişilerin eğitim görmesinin ve standartların oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
İlk olarak bu alandaki ruhsatlandırma sorununun çözülmesi gerektiğini ifade eden Ülkü, “Daha sonra tabii ki denetim mekanizması oluşturulabilir. Burada yerel yönetimlerde ruhsatlandırma sıkıntısı var. Bunlar çözülürse herhangi bir sıkıntı kalacağını düşünmüyorum” dedi.
Bu alanda kiralama süresine kısıtlama getirmenin de doğru olmadığına işaret eden Ülkü, “Konaklama ihtiyacı 1 gün de olabilir 1 saat de olabilir. Ancak günü dörde bölüp pazarlarsanız bunun manası farklıdır. İnsanlar 5 gün veya 7 gün kiralama yapmak zorunda da değildir” diye konuştu.
Erdoğan: “Rekabet eşit koşullarda olmalı”
Panelde konuşan TUROB Genel Sekreteri Levent Erdoğan da kıyı bölgeleri ve kentlerdeki ev turizmi arasındaki farklılığa dikkat çekti. Erdoğan, “1 hafta 10 günlük konaklamanın otel odasında maliyetli olacağını kabul ediyoruz ama bu işi yapanlar eğer yapmaya devam edeceklerse eşit koşullarda rekabet etmek gerekecek. Tek binada, donanımlı daireler yapabilirsiniz. Onlardan da yangın tertibatı, kimlik kaydı gibi gereksinimlerin yerine getirilmesi istenecek. Konut alanı içinde muvafakat olmadan bunları ticari alan olarak kullanamazsınız. Bu konuda bilgi eksikliğinin olduğunu düşünüyoruz. Biz bu konaklama şeklinin müstakil binalarda apart otel veya rezidans başlığı altında yapılmasına karşı değiliz” dedi.
Konaklama sektörünün tek başına yeterli olmadığı yerde ev turizminin gerekli de olduğuna değinen Erdoğan, “Biz bazı müşterileri otellerde rahat ettiremeyiz. Örneğin Arap turistlerin beklentileri farklı. Bu noktada ev turizmi talebe yanıt verebilir. Ancak düşünün ki 32 oteli olan Kadıköy Rasim Paşa’da 564 tane ev var. Bu ise tamamen arka kapıdan dolaşmaktır. Bir işi yaparken vizyon sahibi olmanız gerekir. Biz otellerde ‘aman müşterinin başına bir şey gelmesin’ diye hareket ederken aynı hassasiyeti bu tip binalarda göstermeniz gerekir. Bu işi yapacaksanız gereken iyileştirmelerin yapılması elzemdir” şeklinde konuştu.
Karababa: “Konaklamanın küçük bir parçasıyız, kimsenin ekmeğinde gözümüz yok”
Ev turizminin oluşan taleple birlikte kendiliğinden geliştiğine dikkat çeken Ev Turizmi Derneği Genel Sekreteri Işıl Karababa ise kendi seyahatini düzenleyen gezginlerin kısa süreli ev kiraladıklarını, ev turizminin daha çok kültür turizmi odaklı seyahat edenlerin talebi olduğunu dile getirdi.
Ev Turizmi Derneği’nin 2 günden kısa kiralama yapmadığının altını çizen Karababa “Dönem dönem sektöre yönelik yüz kızartıcı suç suçlamaları yapıldı. Ev turizminin güzel ve daha çok tanınması gereken bir model olduğunun bilinmesini istiyoruz. Biz yasal bir alanda faaliyet göstermek için can atıyoruz. Bunun için çaba harcamaya devam edeceğiz. Bu noktada en büyük sorun ise ruhsatlandırma” dedi.
Ev turizmi yapanlar olarak dayanaklarının Kira Kanunu olduğunu ifade eden Karababa, şöyle devam etti: “Yerel yönetimlerin mevzuatlarında böyle bir iş kolu yok. İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı kimlik bildirimi konusu bizim için önemli. Ancak emniyete gittiğimiz zaman ruhsat soruluyor ve biz ruhsat alamıyoruz. Yapılan iş ticaretten ziyade konut fonksiyonu ile bir mekânı kullandırmaktır. Dolayısıyla bu fonksiyonlar altında gerekli izinlerin alınması gerekiyor.”
Konaklama pazarının aslında küçük bir parçası olduklarını kaydeden Karababa, “Otelden farklı bir hizmet veriyoruz. Bu alanın küçük kalması gerekiyor. Yasal mevzuat kapsamında olmak istiyoruz. Kimsenin ekmeğini elinden alabilecek gücümüz ve niyetimiz yok. Ancak bizim ayağımız 35 numara ise bize 38 numara ayakkabı giydirmek de anlamsızdır” diye konuştu.
Aslan: “Yasal mevzuat baştan oluşturulsaydı sorunlar yaşanmazdı”
ÖZBİ Başkanı Ufuk Aslan da bu konuda sorunun kaynağının mevzuat eksikliği olduğuna işaret ederek, “Bu alanda ilk başta bir mevzuat oluşsaydı bu sorunlar olmazdı. Bu işi olumsuz yapanlar da var. Ancak bu tamamı için geçerli değil. Resmi makamlar bu noktada ağır kaldılar. Ev turizmi aslında turizmin bir rengidir. Ancak hep birlikte gri olan bu rengi pembeye çevirmek için çalışmalıyız” dedi.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 69)