Kaan İşçil, halen Travel Zone’un başında bulunan arkadaşı Barış Öztürk ile nasıl büyüdüklerini ve değişimleri Türkiye Turizm’de yayınlanan yazıda şöyle anlattı;
(İmla hataları Kaan İşçil’e aittir)
“Bundan 20 yıl önce Kappa Tur’u kurduğumda rehberlikten gelmemin avantajlarını kullanarak hangi otel kaça alınır? Kiminle nasıl pazarlık edilir? Nerelere nasıl en efektif şekilde tur yapılır? Gibi bilgileri sahada öğrenerek ve uygulayarak, aynı turları diğer acentelerden daha uygun fiyatlara yapmaya başladım.
Hiç unutmuyorum o dönemde bu fiyatlara bu turları nasıl yapıyor batacak diye hakkım da söylentiler çıkartmışlardı.
Hatta bugün bu söylenti çıkartanlar battılar, bazıları kapattı bazıları milyonlarca euro borç içinde ha bugün ha yarın batacaklar.
O donemde gördüm ki benim 10 liraya aldığım oteli diğeri 15’e alıyor, şirket ciro yapıyor sayılar yüksek patronun gözünü de ciro ile, şu kadar kişi satış yaptık ile boyuyorlar, kimse 1 lira kar edilmiş 3 olur muydu diye bakmayınca, bu çark böyle devam ediyor.
Aradaki 5 liranın yarısı da oteli ya da paketi pahalıya alan müdürün cebine iniyor.Düzen böyle kurulmuş böyle gidiyor ama sonunda müdürün cebe inen paralar artarken şirket kar etmiyor ve en ufak bir dar boğazda cari hesaplar ertelenen ödemeler yüksek cirolar falan derken bir günde şirket batma noktasına geliyor.
Ben hem şirketimin patronu hem yöneticisi hem müdürü olduğum için “tatbiki böyle bir çalma çırpma durumu oluşmuyor ve daha uygun fiyatlı tur yapıp reel karlar elde edebiliyordum bunları da şirketime yatırım yaparak şirketin her yıl daha da büyümesini sağlıyordum.
Kappa Tur bundan 10-12 sene önce iyice büyümeye başlayınca rakiplerim tarafından engellenmeye çalışıldım , uçaklar oteller ile ilgili anlaşmalarım bozulmaya çalışıldı. Ancak 20 yıldır çalıştığım tüm otel ve hava yolu şirketlerine ne taahhüt ettiysem tamamını gerçekleştirdim hiçbir zaman cari çalışmadım tüm ödemelerim yolcu hareket etmeden %100 yapıldı kimseye çek vermedim.
Kimseden vade istemedim ve çalıştığım tüm firmalar her zaman Kappa Tur’a güvendi. “Kappa alırsa yapar” dedi.
Bugün bu güçlü yapının halen devam eden en temel kaynağı budur. Bu rakip acenteler beni engellemeye çalısınca ben de sistemlerinin içerisinde bunlardan nasıl gelir elde ederim diye plan yaptım.
Barış Öztürk herkesin sevdiği biriydi
O donemde Fly Express’te müdür olarak çalışan Barış Öztürk tüm acentelerle ve müdürleri ile al gülüm, ver gülüm ilişkisini iyi kurmuştu. Herkesin sevdiği, özellikle patronların kalbini çalmış biri olarak benim de yakın arkadaşımdı.
Barış her müdürle samimi oluyor onlarla yemeklere çıkıyor Patronlar ile yurtdışı gezilerine gidiyor onları Küba’ya , Meksika’ya, Amsterdam’a götürüyor ağırlıyor ve şirket ile çalışmalarını sağlıyordu.
Sonuçta B2B çalışan bir şirket oda oteli 10 liraya alıyor ama paket yapıp 15 e tur operatörüne sattırıyor. Bana bu hep anlamsız gelmişti tur operatörüsün satısı.
Sen yapıyorsun ama otelini uçağını sen almıyorsun 10 liralık şeye 15 lira veriyorsun ve patron bunu sorgulamıyor.
Neyse diyorum ya sistem Türkiye de bu şekilde gelmiş bugün hala böyle gidiyor. Sonuçta benim için rakiplerimin kendi turlarını yapmamaları iyi bir şey çünkü rekabet edebilecek konumda değillerdi.
Ben o donemde Fly Express ve Pronto tur ile bir personelimi işe almalarından dolayı sorun yaşamıştım. Etik olmayan bir şey yapılmıştı. Bunun üzerine bir plan yapıp Barış’a is teklif ettim.
Mevcut Millenyum isimli şirketimin ismini değiştirip B2B işine girmek istediğimi söyledim. O da böyle bir arayışta idi ve kabul etti. Hemen benim adıma gözüken hisseleri Barış’a devredip noterden şirketin yarı hissesini alacak şekilde vekalet alıp ortaklığa başladık.
İtalya’da ofis açtık
O donem kuzenimin ZONE adında spor kompleksi tesisleri vardı. Ondan da esinlenerek şirketin ismini Travel Zone koymaya karar verdim. Hemen domainini aldım.
travelzonegroup.com olarak Harbiyede bir ofis tuttuk. Tabii kuruluş aşamasında her şey kolay olmuyor. Kiralanacak ofisin kefili bile ben olunca kiralandı. Seyahat acentesi belgesini aldık ve sonra benim en hakim olduğum ülke İtalya olduğu için önce orada bir ofis açmaya karar verdik.
Babamın yakın bir arkadaşının yardımı ile Vatikan’ın yanında bir ofis tuttuk. Sistemler, bilgisayarlar, personeller vs. darken birkaç hafta içinde her şeyi hazırladık kurduk.
Travel Zone’un arkasında olduğum bilinmiyordu
Şimdi sıra is yapmaya gelmişti, Travel Zone benim şirketim olduğu için tabii ki önce sayı üretebilmesini sağlamak adına Kappa turun bazı paketlerini Travel Zone üzerinden açmaya başladık.
Sonra yavaş yavaş diğer acenteler de zamanla gelir diye planladık. Tabii bu dönemde Barış’ın bu işi yapabileceğine kimse pek inanmadı. Çünkü İstanbul ofisi, İtalya ofisi elamanlar…
Bu kadar yatırım. İlk yıllarda herkes “Barış yapamaz ve muhtemelen batar kapatır” diye düşündüler.
Tabii kimse arkasında benim olduğumu şirkete para koyduğumu ofisini tuttuğumu personelin maaşlarını ödediğimi, otellerini, uçaklarını aldığımı bilmiyordu.
Zaman içerisinde şirket yavaş yavaş büyümeye başladı. Hedefte ilk rakip Pronto Tur vardı. Önce Pronto Tur’un işlerini almak için Barış devreye girdi.
Zaten Fly Express’ten gelen samimiyet ile müdürü bağlamak kolaydı. İtalya uzmanı diye geçinen acentenin İtalya işlerini kısa sürede almaya, hatta paket tur vermeye başladık.
Her giden grup kâr marjı ve fiyatlar da yüksek olduğu için güzel kar bırakıyordu. Rakibin sana çalışıyor daha ne istersin.
Jolly ile çalışmaya başladık
Pronto Tur’un ödemelerinde sorunlar başlayınca çalışmayı bıraktık. Yerine diğer bir rakip Jolly Tur bizle çalışmaya başladı Müdürleri Tolga zaten yıllardır Barış ile samimi ilişkisini sürdürüyordu, Barış patronu da birkaç gezi ve yemekle bağlayınca hemen çalışmaya başladılar.
Yaklaşık 5 senedir ekmeklerini yiyorum sağ olsunlar. Yıllardır şirketin %65 karını onlardan yapıyoruz. Hatta öyle bir boyuta geldik ki rakiplerim benim aldığım uçaklı paketler ile uçamaya başladılar.
Yolcularına verilen biletlerde Kappa Tur yazıyordu. Yolcularına Kappa biletleri verilince biraz sorun oldu.
Travel Zon’u IATA yapmaya karar verdik. Diğer acenteler uyanmasın istedik.
Al gülüm ver gülüm sistemi tamamen oturmuş piyasadaki diğer rakip acentelerde bizle çalışmaya başlamıştı.
Artık şirketi daha da büyütme zamanı gelmişti. Bu sefer çocukluk arkadaşım olan Cem Yağlıoğlu yine Fly Expressin Uzakdoğu ofisini işletiyordu.
Açıkçası orada çok da mutlu değildi. Ama nerede ise her gün konuştuğum can dostumu orada bırakamazdım. Hemen ona da iş teklifi yaptım.
Kısa sürede Travel Zone uzak doğu ofisini kurarak Cem’ide işe almış oldum. Cem’i Uzakdoğu ofisinin %33 kar ve ortağı yaptık.
Ofisin %66’sı da Barış ve benimdi.
Kısa zamanda Uzakdoğu ofisi büyümeye başladı. Leasure gruplarının yanı sıra birçok incentive acentesi de servisi almaya başladı. Hatta Uzakdoğu da herkesin tanıdığı Harun’u da işe alıp kar payı verdik.
Yine dediğim gibi Rakiplerim sağ olsun onlar satıyor ben kazanıyorum.
Şu an öyle bir duruma geldik ki bu operatörler biz olmadan iş yapamayacak haldeler.
Öyle bir düzen oluştu ki Tatil budur, W tatilin paketlerini satıyor, peki W tatil paketi kimden alıyor ? Tabii ki Travel Zone’dan.
Bunların dışında Coral , Gezimod, Turistica hepsi bana çalışıyor.
Son zamanlarda Barış yoruldu. ‘Artık milletin ağız kokusunu çekemiyorum. Ben bunlardan bıktım. Onu yemeğe götür, bunu Meksika’ya götür. Ona yedir, buna içir. Ona ver, buna ver. Artık uğraşamıyorum” deyince biz e Cem Yağlıoğlu’nu ana şirketin ortağı yapmaya karar verdik.
Şimdi Cem ile ortağız Barış’ın üzerine olan hisseleri Cem’e devrettik.Barış danışman gibi… Al gülüm ver gülüm ilişkilerini takip ediyor. Bu ilişkileri Cem’e öğretiyor yuvarlanıp gidiyoruz..
Diyorum ya Rakiplerim sağ olsun onlar satıyor ben kazanıyorum, Bunca zamandır ekmeklerini yiyorum.Tüm Rakiplerime bol satışlar diliyorum.Kalın sevgiyle… ”
WTS’den bir ilk daha: Bodrum, Antalya fiyatına tropik adalarda tatil