Meksika’nın cennet köşelerinden bir olan Tulum, son zamanlarda dünyaca ünlü isimlerin tatil durağı haline geldi. Meksika’nın en çok ziyaret edilen 3. arkeolojik bölgesi olan Tulum, turkuaz rengi denizi ve bembeyaz kumsallarıyla, ülkenin dünyaca ünlü Cancun’un 120 km güneyinde bulunmakta.
Doğal güzelliklerinin yanında tarihi kalıntılarıyla da dikkat çeken Tulum şehri, Meksika’nın 32 eyaletinden biri olan Quintana Roo’nun içinde bulunan, Maya uygarlığına ait antik Coba şehrinin bir limanı.
Meksika’nın 750 bin nüfuslu Cancun şehrine bağlı olan Tulum’da her yılın ocak ve şubat aylarında çeşitli eğlenceler, sahne şovları ve DJ partileri oluyor.
Tulum: Şafağın kenti
Meksika’nın bu sakin tatil beldesinin yerli dilinde adı ise “Şafağın Kenti”. Tulum, en şaşalı yıllarını Avrupalıların bölgeye gelmesinden önce yaşarken, o dönemlere ait yapılar günümüze ulaşmayı başarabilmiş.
Deniz kenarında, 12 metre yüksekliğinde uçurumun tepesine kurulan bu antik şehir, Mayalar tarafından yapılan son yerleşim merkezlerinden biri.
1517’de Tulum’u keşfeden İspanyol kaşif Juan de Grijalva, şehrin çok büyük olduğunu not edip, “Tulum’u gördükten sonra Sevilla bize ne daha büyük, ne de daha iyi gözüktü” ifadelerini kullanmış.
Tulum şehri, MS 13-16 YY’da Maya uygarlığının merkezlerinden biri olmuş. Kent, ticaretin yanında yönetimsel bir öneme de sahipmiş. Rahipler, soylular ve matematikçiler burada ikamet etmişler.
MÖ 2000 yılında kurulan Maya uygarlığı, MS 250 yılına kadar klasik öncesi dönemini ve MS 250-900 yılları arasında medeniyetin en üst seviyede olduğu klasik dönemini yaşadı.
Ardından başlayan ve 16.yy.’a kadar uzanan klasik-sonrası dönem İspanyolların gelişi ile sona erdi. Günümüzde Maya soyundan gelenler hala Meksika nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturur ve kendi dillerini konuşurlar.
Mayalar hüküm sürdüğü dönemde, Orta Amerika’da, tamamen gelişmiş bir yazılı bir dile sahip olan tek uygarlıktı. Yıldız haritalarını çıkarıp, matematik ve astronomi konusunda ilerlemişlerdi. Ayrıca fırtınalar için erken uyarı sistemleri vardı.
Mayalar kabartma, oyma, heykel, resim ve mimari alanda çok meşhurdu. Maya mavisi denilen bir renk bile mevcuttur.
Çevresi 3-5 metre yüksekliğinde surlarla çevrilmiş olan kent, tarih boyunca hem deniz hem de kara ticaretinde önemli bir durak olmuş. Surlara konumlanmış beş dar giriş noktasından erişilen şehrin içinde görkemli bir kale, saray, tapınaklar, cenaze evi, senato binası ve gözlem kuleleri var.
Tulum’da görmeniz gereken yerler…
El Castillo: Tulum’daki en görkemli bina, uçurumun hemen kıyısında olan 7,5 metre yüksekliğindeki kale. Bazı kaynaklarda deniz yolunu kullanan tüccarlar için bir deniz feneri ya da navigasyon noktası olduğu söyleniyor.
Temple of the Descending God (Templo del Dios Descendente)
Girişinde ters-yüz bir tanrı figürü bulunan tapınak, adını Maya harabelerinde sıklıkla rastlanan bu figürden almış.Ters duruyor ve hatta dalıyor bile denebilir.
Temple of the Frescoes
Güneşin hareketlerini gözlemek için kurulmuş olan bu tapınak, içindeki renkli mozaiklerden dolayı bu ismi almış. 1400’lü yıllarda yapıldığı düşünülen tapınak iki kattan oluşuyor.
Ünlü İspanyol kaşif Hernan Cortes’in bu bölgeye varmasından önce yapılan son binalardan biri olduğu düşünülüyor.
<p id=”notice”><a title=”Meksika Tulum Turları” href=”http://www.wts.com.tr/meksika-tulum-turu.html”>WTS kalitesi ve güvencesiyle Meksika Tulum Turları sizi bekliyor.</a></p>
Temple of Wind adı verilen tapınaktaki taşlar, aynı Mısır piramitleri gibi belli bir düzende dizilmiş. Fırtınalı havalarda çıkardığı tiz sesle Mayalıları tehlikelere karşı uyarıyormuş. Bu sistem 1995 senesindeki Roxanne fırtınasında bile yerel halkı ve turistleri uyarmış.
The Palace (El Palacio)
Saray tahmin edebileceğiniz gibi Tulum’un soylularını barındırmış. Birkaç geniş odadan oluşan bu sarayda duvarların dibinde koltuk ve yatak olarak kullanılan banklar varmış. Kabartmalar ve duvar resimlerinin çoğu tahrip olmuş.
Tulum’u cazip kılan yönlerden biri de kalenin hemen dibinde, yüzünüzü denize döndüğünüzde sağ tarafta, merdivenlerle inilen harika bir plajın olması.
Kalenin sol tarafında ufak bir plaj daha vardı. Orası da kaplumbağaların yumurtlama alanıymış. Kumun üzerindeki bazı alanlar iguanaların yumurtaları yemesini engellemek için demir kafesle çevrelenmiş. Çatlaması beklenen yumurtaların adetleri yazılmış.
Tulum çok talep gören bir tarihi bölge olması nedeniyle oldukça kalabalık oluyor. Bu nedenle rahat gezebilmek ve fotoğraf çekebilmek için sabah erken saatlerde ya da akşamüstü geç saatlerde gitmekte fayda olduğunu söylüyorlar. Sıcaklarda gezerken pet şişede su götürmek de faydalı.
Tarihi kenti gezmeyi bitirince kentin hemen dışında konumlanmış olan restoranlarda yemek yenebilir. Ayrıca yan yana dükkanlardan ve tezgahlardan oluşan ufak bir açık hava marketi de var. Geleneksel kıyafet giymiş yerel halktan bazı kişilerle fotoğraf çektirmek de mümkün.
Ünlü isimler Tulum’u tercih ediyor
Küçük bir not: Geçtiğimiz aylarda Hacı Sabancı, Elif Tanverdi, Önder Bekensir, Mert Vidinli, Zeynep Nazlı Kayı ve Şeyma Subaşı gibi ünlü isimler de turizm cenneti haline dönüşen Tulum’daydı!
Tulum’da gezerken insanın içini bir huzur ve bilgelik duygusu kaplıyor. Meksika’ya yapacağınız turistik bir gezide hem tarih, hem deniz olsun diyorsanız Tulum harika bir seçenek.