Dünyanın en büyük kültür ve gezi dergilerinden “National Geographic Traveller” dergisinin Çin versiyonu 21 sayfalık ekle İstanbul’ u tanıttı.
İstanbul’da yaşayan bir Çinlinin gözünden yazıların yer aldığı, geleneksel Osmanlı ve Türk kültürlerinin anlatıldığı dergide, İstanbul’da yaşayan farklı portrelerin yazılarına ve Orhan Pamuk röportajına yer verildi.
Tarih ve sanat tutkunu olarak tanıtılan bir diş doktorunun kendi çocukluk, öğrencilik ve yetişkinlik dönemlerinin İstanbulunu anlattığı giriş yazısının ardından tanıtım eki, 2007’den beri İstanbul’da yaşayan Gıng Yang adlı bir Çince öğretmenin yazılarıyla devam ediyor.
“Gizemli İstanbul’u keşfetmek”
Dergide, “Gizemli İstanbul’u keşfetmek” başlıklı bir yazıda İstanbul, herkesin herşeyi bulabileceği bir pazara benzetiliyor.
Türklerin geleneksel günlük yaşantılarını anlatan dergi, “Türklerin dostlar arasında çay içerek bütün gün boyunca sohbet edebileceğini” ifade ediyor.
Yazıda çay ve dost muhabbetinin Türkler için çok önemli olduğunu vurgulanırken, “Çay kaşığının şekeri karıştırmak için bardakta çıkardığı sesin İstanbullular için eşsiz güzellikte bir melodi olduğu” kaydediliyor.
Yazar, Türkler için futbolun da çok önemli olduğunu anlatıyor ve kendisiyle sohbet edenlerin diyaloglarındaki ortak sorularının “Nerelisin-“, “Ne kadardır İstanbul’da yaşıyorsun-” ve “Hangi takımı tutuyorsun-” şeklinde olduğunu ifade ediyor.
Dergide başka bir yazıda da İstanbul’un sıradan bir şehir olmadığı vurgusu yapılıyor ve dünyanın köklü medeniyetlerine ev sahipliği yaptığı ve her birinin güzel özelliklerini aldığı anlatılıyor.
“Tüm yolların kesişim noktası: İstanbul”
“Tüm yolların kesişim noktası: İstanbul” başlıklı yazıda, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan şehrin, “Yunan’ın romantizmini, Mısır’ın gizemini, Roma’nın zekasını ve son olarak da Osmanlı’nın cesaret ve kahramanlığını aldığını” yazıyor ve ekliyor: “İstanbul, hiçbir sınıfa ait değil. Medeniyetlerin birleşme noktasında eşsiz ve benzersiz.”
“Konfüçyus döner yemediğinden böyle düşünmüş olmalı”
İstanbul’un tarihinden camilerine, kültüründen Türk yemeklerine kadar tanıtımların anlatıldığı dergide döner anlatılıyor ve dönerin lezzeti mübalağalı bir şekilde tasvir ediliyor.
Döner ile Çin’in en büyük filozofu Konfüçyus arasında bağ kurularak, ünlü düşünürün yaşadığı döneme ait bir benzetmesiyle dönerin lezzeti okuyuculara tasvir ediliyor.
Konfüçyus’un “Çin ülkesinde dinlediğim müzik öyle muhteşemdi ki, onu dinledikten sonra 3 ay etin tadını bile alamadım” mealindeki ünlü sözüne atıfta bulunularak, “Konfüçyus acaba Türk dönerini yeseydi hala böyle düşünebilir miydi-” sorusu soruluyor ve “Konfüçyus döner yemediğinden böyle düşünmüş olmalı” şeklinde ifade kullanılıyor.
Dergide ayrıca Orhan Pamuk ile bir söyleşi yer alıyor ve Pamuk’un, “İstanbul, benim ruhum” ifadelerine vurgu yapılıyor.
Derginin kültür bölümünde ise Nuri Bilge Ceylan’ın ödüllü filmi “Uzak” ve Orhan Pamuk’un “İstanbul, Hatıralar ve Şehir” kitabı Çinli okurlara tanıtılıyor.
Derginin içerisinde ayrıca dosya haber şeklinde hazırlanan dünyanın ünlü termal suları ve spa merkezleri kısmında Pamukkale 4 sayfa olarak Çinlilere tanıtılıyor.