Fotoğrafçı Laurent Kronental, Fransa başkentindeki tartışmalı konut projelerinin -ve sakinlerinin- unutulmaması gerektiğini düşünüyor.
Sanat eleştirmeni Robert Hughes’ün, The Shock of the New adlı programda, 1950’lerde Paris’in çeşitli noktalarında türemeye başlayan postmodern konut projeleri olan grands ensembles’ı eleştirdiği bir bölüm var. “Bu yapılar”, diyor Hughes, “kentli bir umutsuzluk, parlak, yabani, suçtan geçilmeyen ve davet ettiği vandalizm tarafından yara bere içinde bırakılmış bir manzara anlamına geliyor.”
Hughes bu sözleri, aşağı yukarı bu yapıların ana akım kültürde hor görülmeye başlandığı dönem olan 1980’de söylemişti. Bir zamanlar modernliğin beden bulması olarak görülen bu yapılar, o dönemde yoksulluğun ve suçun kol gezdiği alanlara dönüşmeye başlamıştı. Günümüzde toplumda hâlâ marjinal bir konumdalar.
Ancak Fransız fotoğrafçı Laurent Kronental, bu konut komplekslerinin, ve başta yaşlılar olmak üzere sakinlerinin unutulmaması gerektiğini düşünüyor kesinlikle.
Kronental, Paris’in iş merkezi La Défense çevresine serpilmiş bu tür binaları ilk kez gördüğünde Courbevoie ilçesinde yürüyormuş. Yapıların gerçeküstü tarzını hayret verici bulan Kronental, bu yapıların Paris’teki diğer örneklerini keşfetmeye -ve fotoğraflamaya- karar vermiş. “Binalar zamansız görünüyordu, geçmiş ile günümüz arasında salınıyorlardı adeta,” diye yazıyor bize e-mail’inde. “Geçmişleri, inşa edilmelerinin kökeni ve toplum içindeki rolleri ilgimi çekti.”
Kronental’ın fotoğraf sürecinde ustalaşması biraz zaman almış. Konutları keşfetmek ve onlara erişim sağlamak için burada yaşayan topluluklarla bağlarını geliştirmesi gerekmiş öncelikle. Burada yaşayan insanları bulması, onlarla arkadaşlıklar kurması ve onları projeye katılmaya ikna etmesi gerekmiş. “İşin zor kısmını projemin amacını onlara anlatmak … ve onlarla bir bağ kurmak oluşturdu,” diyor, “ancak bir kez bu engeli aştıktan sonra anılarını ve duygularını paylaşmak için duydukları arzuya tanık oldum. Onlarla samimi bir ilişki kurmuş olmaktan çok hoşnutum.”
Aşk ve Romantizmin şehri Paris Turları Tıklayın
Ayrıca, geniş formatlı bir film kamerasıyla çalıştığı ve “fotoğraflar için özel ve sıradışı açılar bulmaya” kararlı olduğu için binaların oluşturduğu manzarayı da aylarca incelemesi gerekmiş. Doğru ışığı bulmak da son derece önemli olduğundan birçok sabahını elinde kamera bile olmadan bu yapıların çevresinde dolaşarak geçirmiş. Fotoğrafların çoğunun gün doğumunda çekildiği düşünülürse Kronental’ın bu alışkanlığı işe yaramış.
Apartmanların düzenini inceleyip sakinlerinin güvenini kazandıktan sonra, bu yapıların onların ihtiyaçlarını nasıl karşıladığı üzerinde kafa yormaya başlamış. Kronental’ın bu kaygısı, portre ve manzaraların kusursuz bir karışımından oluşan çalışmasının son haline yansımış. Daha sona açıklayacağı gibi amacı, kişilerle yaşadıkları kentler arasındaki etkileşime vurgu yapmakmış.
Bunun sonucunda da proje, insan ile mimari arasındaki ilişkiyi keşfeder olmuş. “Bu binaların varlığının koşulları hakkında kendimi sorgulamam çok önemliydi,” diyor Kronental. “Unuttuğumuz bir neslin üzerine biraz ışık serpmiş oldum.”
Kaynak: National Geograpihc Türkiye