TÜRSAB 1. Uluslararası Turizm Forumu’nun ilk paneli olan, ‘Ekonominin Yeni Yol Haritası’ panelinde, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alp ve Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın katılımlarıyla dünya ekonomisine doğrudan bağlı olan turizm sektörü ele alındı.
Panelde ilk olarak, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay değerlendirmelerde bulundu. Dünya ekonomisindeki daralmalardan bahseden Turagay, turizmde bu rakamın yüzde 70 civarında; ülkemizde ise yüzde 60 civarında olduğunu söyledi.
“Ülkeler kendi kendilerine yeterli olma konusunda adımlar mı atacak?”
Dünya genelindeki tedarik zincirlerinin aşırı bağımlılık seviyesinde olmasından dolayı yaşanan sıkıntıların altını çizen T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, ‘‘Gelişen ekonomilerde bu alanda atılan adımları takip ediyoruz. Türkiye’nin de bu konuda ciddi adımları söz konusu. Ancak tedarik zincirindeki aşırı bağımlılığı kırmak kolay değil. Türkiye’nin çıkarlarını ön planda tutarak sektörler arasında ortak çözüm noktaları oluşturma gayreti içerisindeyiz. Talepteki artışla birlikte hem tedarikçi hem de alıcı çeşitli fedakarlıklarda bulunmalı. 2021 yılı, asla 2019 yılı gibi olmayacak ama yaraların sarıldığı bir yıl olacak. Dünya genelinde aşılama çalışmaları hızla devam ediyor; rakamlar 904 milyon doza ulaştı ancak mutasyon vaka sayıları hızla artmaya devam ediyor. Ülkemizin kaynak turizm pazarlarından olan İngiltere, Rusya, Almanya gibi ülkeler kısıtlamalar getirdi. Antalya’nın can suyu niteliğinde olan Rusya’nın kararı bu süreci olumsuz yönde etkiledi. Almanya belki yıl sonuna kadar seyahat kısıtlamalarını konuşuyor. Türkiye, rekabet anlamında çok önemli bir ülke. Yabancı turiste çok şey sunuyoruz. Tanıtım faaliyetlerine de destek veriyoruz. Sisteme olan güvenin yerine oturtulması lazım’’ cümleleriyle uluslararası rekabet ortamında dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekti.
“Sektörün “kredi ödeme gücümüz kalmadı hibe dağıtın” şeklindeki beklentisini de biliyoruz. Bunlar sektörümüzün her zaman önceliği olan konular, üzerinde çalışılıyor.”
Turagay, ‘‘Güvenli turizm sertifikasyon programı başlattık. Bu tesislerde çalışanlara aşılamalar başladı. Aşı pasaportu ve sağlık protokolleri ile ilgili adımların atılmasıyla turizm, Türkiye için önümüzdeki yıllarda çok büyük bir gelir kaynağı olacak. Bu arada firmalarımızı da kaybetmememiz lazım. Tanıtım kampanyaları konusunda Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Tanıtım çok yoğun biçimde çalışıyor. Bütçe kaynaklarımız kısıtlı. Kredi garanti fonundan bir miktar kredi aktarıldı ama sektörün “kredi ödeme gücümüz kalmadı hibe dağıtın” şeklindeki beklentisini de biliyoruz. Bunlar sektörümüzün her zaman önceliği olan konular, üzerinde çalışılıyor. Sektörümüzün Türkiye’miz için ne kadar önemli olduğu gerçekten hükümetimizin her kesimi tarafından gayet iyi biliniyor’’ cümleleriyle de Türkiye’nin yüksek potansiyelini ve dünyadaki likiditenin ülkemize turizm ve yatırım olarak geleceğine inancını yineledi.
Panelde değerlendirmelerde bulunan bir diğer isim, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alp oldu.
Turizm sektörüne yönelik önerileri ve sektörün önünü açacak çalışmalar ile ilgili ‘‘Maalesef sektör ciddi finansman desteği sıkıntısı içerisinde. Eğer pandemi devam edecekse ne yapılması gerektiği ile ilgili net bilgiler yok. Herkesin aklındaki ortak soru ‘pandemi ne zaman bitecek?’. Bu geçiş aşamasında, turizm sektörüne 10 milyar dolar gibi bir rakamla destek olunması zor değil. Büyük 3 tur operatörüne 90 milyon dolar destek verilmesi ile bu iş yürümez. Geçen seneye göre daha kötü durumdayız. Rus turistler de an itibariyle ülkemize seyahat edemiyor’’ cümleleriyle TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alp, pandeminin dünya ve ülkemiz üzerindeki seyri ile desteklerin yetersizliği konularına dikkat çekti.
Alp, turizm sektörümüzün içinde olduğu durumu ‘‘Turizm sektörünün temel üç tane paydaşı var. Bunlar otel-otel sahipleri, acentalar ve uçak şirketleri. Incoming şirketlerimiz de önemli. Bu sektörün çok ciddi finansman sorunu var. Birinci sırada Tur operatörleri ve acentalar gelmekte. Memleketin ekonomisinin motorlarını çalıştırmak istediğimiz zaman ilk sırada turizm geliyor. Dünyada rakiplere baktığımız zaman TUI’ye devlet yardım ediyor, piyasada tahvil çıkarıyor, sermaye artırımına gidiyor. Yani bizim acentalarımızın rakipleri hem piyasadan tahvil çıkartabiliyorlar hem devletten yardım alabiliyorlar hem de ortaklarına gidip hisse senedi çıkartıp para toplayabiliyorlar. Ama bizim acentalarımız hiçbirini yapamıyorlar. Tek gidebilecekleri yer ticari bankalar ve devlet yardımlarıdır’’ cümleleriyle yorumladı.
Panelde son olarak, Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar paylaşımlarda bulundu. Munyar, uluslararası platformda kaybettiğimiz güvenin yeniden sağlanması gerektiği ifade etti.
“Türkiye’yi yeniden yatırım yapılabilir seviyesine getirmemiz gerekiyor”
“Eğer güveni yeniden sağlayabilirsek yüksek CDS (Kredi Temerrüt Takası) sorununu da ortadan kaldırabiliriz. Deyim yerindeyse CDS’ler noktasında bel altından yumruk yiyoruz. Dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Hem Türkiye’yi yeniden yatırım yapılabilir ülke seviyesine yükseltsinler diye rating kuruluşlarının da adımlarını dikkate alarak hareket etmemiz gerekir’’ cümleleriyle Munyar, uzun vadede sektöre çözüm oluşturabilecek noktalara değindi.
Özellikle İstanbul’da otellerin %20’sinin açık olduğunu ve doluluk oranlarının da bu oranda seyrettiğini ifade eden Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, ‘‘Kısa Çalışma Ödeneği’nin turizm sektörü için, hizmet sektörleri için devam etmesini hükümetin sağlaması gerekiyor. Bütün sektörler için gerek yok. Çünkü diğer bazı sektörler sorunlarını çözdüler ama turizm sektöründe bunun mutlaka olması gerekiyor’’ diyerek KÇÖ uygulamasının turizm sektörü için önemini bir kez daha hatırlattı.
Munyar son olarak, ‘‘Pandemi bize üretimin önemini bir kez daha hatırlattı. Üretim pandemide bile devam eden bir husus. Bu tarafa daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor’’ diyerek ekonominin sürdürülebilir bir şekilde kalkınması ve üretimin teşvik edilmesi ile turizm sektörünün de bundan olumlu yönde etkileneceğini söyledi.