Topkapı Sarayı’nın sergilenmeyen 80 bine yakın koleksiyonu, sarayın 50 farklı deposunda muhafaza ediliyor.
CNN Türk’ün haberine göre müzede, çini ve Japon porselenleri, hazine, saray işlemeleri, padişah elbiseleri, kaftanlar, kıymetli örtüler, arabalar gibi her eser topluluğunun ayrı bir deposu bulunuyor.
Silah koleksiyonu sarayın mutfak kısmında çalışanların kaldığı koğuşların bir bölümünde saklanıyor.
Sarayın restorasyonda olan ve 2010 yılının sonbaharında tamamlanması planlanan mutfak bölümü ise, yemeklerin pişirildiği kısım, aşçılar camisi, helvahane, hamam ve koğuşlardan oluşuyor.
Mutfak Koğuşu’nda 7. yüzyıldan başlayarak 20. yüzyıla kadar tarihlenen çeşitli silahlar, kılıçlar, miğferler, kalkanlar, topuzlar ve giysilerden oluşan 10 bini aşkın eser bulunuyor.
İklimlendirmesi ve yangın söndürme sistemi bulunmayan, duvarları yer yer nemlenmiş, tavanının bazı bölümleri akmış durumda bulunan silah koleksiyonu deposundaki eserler, restorasyonun ardından birinci avluda bulunan ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan geri alınan Matbaa-ı Amire binası ile Matbaa Anadolu Meslek Lisesi’ne taşınacak.
Silahların seçkin olan bölümü ise sarayın ikinci avlusunda bulunan ve şu anda restorasyonu devam eden dış hazine binasındaki salonda sergilenecek.
Sarayın “Silah Seksiyonu”nun 2010 yılının ilk aylarında açılması planlanıyor. Sarayın teşkilatında görevli bir grup görevli olan “avadancılar” adına kayıtlı 2273 eserin bulunduğu depo ise, sıkışıklığı ile dikkat çekiyor.
Depoda iklimlendirme ve yangın söndürme sistemi bulunmasına rağmen eserler, korunması için bezle sarılmış ve üst üste konulmuş durumda. Burada bulunan ve aralarında Kabe, Mekke ve Medine’ye gönderilen kutsal örtüler, muhallefat yoluyla gelen bohçalar, kutsal topraklara ait eserler de Matbaa-ı Amire binasına taşınacak.
Bakanlık çalışmaları
Kültür ve Turizm Bakanlığı, eserlerini teşhir etmede de, depolamada da sıkıntısı bulunan Topkayı Sarayı MÜzesi’ne yeni mekanlar açmak amacıyla saraya ait olan, ancak yıllar içinde kullanımı diğer bakanlıklara geçen binaları geri almak için bir çalışma başlattı.
Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığından Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, Milli Eğitim Bakanlığından Matbaa-ı Amire ve Matbaa Anadolu Meslek Lisesi ve Ulaştırma Bakanlığından eski telgrafhanenin eklentileri alındı.
Bakanlık, Milli Savunma Bakanlığından ise Marmara Denizi cephesinde, Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Komutanlığının depo olarak kullandığı tarihi tescilli dört yapıyı istiyor.
Bu mekanların bir bölümü depo olarak kullanılacak. Böylece Topkapı Sarayı Müzesi’nde korunma koşulları iyi olmayan veya sıkışık durumda bulunan eserler, muhafaza altına alınacakları yeni depolara kavuşacak.
Topkapı Sarayı Müzesi yetkilileri, depolardaki eserlerin bakımı için sürekli bir “bakım onarım kadrosuna” da ihtiyaç bulunduğunu vurguladılar. Yeni restoratörlerin temini ile eserlerin sürekli bakımının sağlanabileceğini ifade eden yetkililer, sadece yeni depolama sistemlerinin yeterli olmayacağını, bakım ve onarımın da önemli olduğuna dikkati çektiler.
Şu anda da bakım ve onarımın yapıldığını, ancak istenilen düzeyde olmadığını dile getiren yetkililer, yeni depoların hazırlanması kadar atölyelerin de güçlendirilmesinin önemine işaret ettiler.
İlber Ortaylı’nın görüşü
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, yaptığı açıklamada, sarayın kumaş, kuyumcu, Avrupa porselenleri, bakır ve gümüş eşya, 12 bine yakın Çin porseleni, 17 bine yakın el yazması ile arşiv ve vesikaları muhafaza eden 50 depoda 80 bine yakın esere ev sahipliği yaptığını bildirdi.
Ortaylı, eserler arasında 19. yüzyıl saraylılarına ait eşyalar, silah koleksiyonu, arabalar da bulunduğunu dile getirerek, “Bunların muhafaza edildiğini söyleyelim. Versaille veya Kremlin gibi saraylar yağmalanmış, bizde öyle bir şey yok. Topkapı’da çok şey bulunur. Çoğu burada kayıtlıdır. İyi korunanlar vardır, zamanla tahribe uğrayanlar vardır. Sergiler yaptıkça bunları çıkarıp, tamir de ediyoruz, öyle bir özelliğimiz de var” diye konuştu.
Bilhassa çini eserler için depo şartlarının uygun olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, “Devletten bir şey göremiyoruz. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesi çok küçüktür. Topkapı da müstakil bir idareye sahip değildir. Sponsorlara başvuruyoruz, onlar da bizi çok oyaladılar. Hatta vereceği miktarı çekenler de oldu” dedi. Ortaylı, her dönem Topkapı Sarayı Müzesi’nin idari yapısının değiştirilmesini talep ettiklerini, ama bir değişiklik olmadığını söyledi.
Darphane-i Amire binasının Topkapı Sarayı Müzesi’ne devri için yıllardır uğraşıldığını anımsatan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Darphane-i Amire binası, 14 senedir onun bunun elinde kaldı, alamadık. Atölyelerimiz orada çalışacaktı. Yeni bölümler yapılıyor ve her yerde depo olmaz. Darphane’deki durumun 2010 yılında çözümleneceğini hiç zannetmiyorum. 4 yıl beni burada kanser ettiler, oradan adam atmak için. Sarayın asıl bölümü orası. Tarih Vakfı da gitsin başka yere. Zaten onlara gayet güzel bina vermişler. ‘Sur-u Sultani’ projesi kapsamında demir yolunun sökülmesi ve Sirkeci istasyonunun tahrip ettiği bölümün açılması gerekiyor. Gülhane Parkına inşa edilen bazı binaların yıkılması lazım. Ama Anıtlar Kurulu izin vermiyor. Bunlar 70’lerde yapılmış çirkin binalar. Bunların yıkılması ve surların açığa çıkması önemli. Darphane-i Amire de daha çıkmadı. Orada kıymetli kağıt ve damga matbaası var. Onların da bir yere gittikleri yok, gitmeleri lazım. Bu şekilde ortalık bir parça düzelebilir. Burası yeterli değil, bazı şeyleri düşünmek lazım” dedi