Günlük yaşamın rutininden çıkıp farklı bir deneyim yaşamak için Afrika safari turları son derece iyi bir seçenek.
Sabah Gazetesi yazarı Gözde Demire’in Afrika safari turları için kaleme aldığı yazsısı;
Hayatımın bir senesini Afrika kıtasında geçirmek için yola çıkarken biraz endişeliydim. Oysa Afrika kıtasına ayak bastığım an, bambaşka bir dünyanın büyüsü beni kendine hayran bıraktı. Safari için soluğu Tanzanya’da aldım. Safari gerçekten insana hem dünyanın ne kadar büyük ve ilginç bir yer olduğunu hatırlatıyor, hem de doğaya bir kez daha hayran bırakıyor. Sabah uyanıyorsunuz, yüzünüzü yıkıyorsunuz ve dışarıya çıkıyorsunuz. Ne beklersiniz? Tanzanya ve Kenya ulusal parklarında o an sizi sakince yürüyen bir fil ailesi ya da su arayan bir zebra sürüsü karşılayabilir.
Büyük Göç’ün kalbi Tanzanya
Her ne kadar safari uzun süredir Güney Afrika ile özdeşlemiş olsa da, meşhur ‘Büyük Göç’ün ana vatanı aslında Kenya ve Tanzanya… Her yıl on binlerce hayvan Kenya’dan Tanzanya’ya ve ardından Tanzanya’dan Kenya’ya göç ediyor. Tabi dünyanın dört bir yanından gelen safari meraklıları da bu ülkelere akın ediyor… Tanzanya ve Kenya Milli Parkları ise vahşi hayatın merkezi… Özellikle Serengeti Milli Parkı’nda Büyük Beşli olarak bilinen aslan, fil, gergedan, leopar ve bufaloları birlikte görebiliyorsunuz. Tabii safari yapmak sadece doğal hayatı yerinde görerek birbirinden güzel fotoğraflar çekmek değil… İnsanlığın ilk doğduğu topraklarda doğanın dengesini de sonuna kadar hissediyorsunuz. Doğaya ve vahşi hayata karşı onca farklı bilgi sizleri bekliyor. Beni en çok şaşırtan ise antiloplar, zebralar ve zürafaların genellikle sürü halinde dolaşması oldu. Bunun nedeni müthiş bir işbirliği… Otobur olan bu hayvanlar, vahşi hayvanların her daim odak noktasında… Olası tehlikelerden korunmak için bu sürürler birlikte hareket ediyor. Zürafaların boy avantajı sayesinde uzağı daha rahat görebilmeleri, zebraların gelişmiş koku duyguları ve antilopların yerdeki hareketi çok rahat hissedebilmeleri onları bir ekip olmaya yöneltmiş.
Her ne kadar son zamanlarda terör olayları yüzünden karışık zamanlar da geçirse, Kenya safari meraklılarının gittiği ülkelerin başında geliyor. Başkenti Nairobi’den çok da uzakta olmayan milli parkları ve doğal yaşam çeşitliliği ile Kenya safari açısından önemini hiç kaybetmiyor. Eğer Kenya’ya giderseniz her yerde “Hakuna matata” cümlesiyle karşılaşmaya hazır olun. Bu yerel dilde, “Problem yok” anlamına geliyor. Afrika’nın tadını çıkarmanız için gerçekten de problemlere çok fazla kafanızı takmamanız ve normal hayat rutininizden biraz daha yavaş yaşamaya alışmanız gerekiyor. Kenya’da safari için iki önemli milli parka gitmelisiniz: Masai Mara ve Amboseli. Bu arada eğer yolunuz Masai Mara’ya düşerse, ünlü Masai kabilesinin köylerinden birine de mutlaka uğrayın. İşte orada mutlu olmak ve kahkaha atabilmek için aslında çok fazla bir şeye ihtiyacınız olmadığını da göreceksiniz. Afrika Safari Turları İçin Tıklayın
Bir doğa harikası Serengeti
Ernest Hemingway’in Kilimanjero’nun Karları öyküsünden aşina olduğumuz, Afrika’nın, tepesi karlı dağı Kilimanjero’nun etekleri safari yapmak isteyenler için bir cennet. Bir yanı Kenya, bir yanı Tanzanya olan bu dağın eteklerinde ise Serengeti Milli Parkı uzanıyor.
Üç milyon hayvanın evi
National Geographic belgesellerini izleyenler mutlaka Serengeti’nin adını duymuştur. Serengeti Milli Parkı, Tanzanya sınırları içinde yer alan vahşi hayat bakımından en fazla çeşitliliği sunan yer. Tipik safari turlarında bu rota mutlaka bulunuyor. Bölgede üç milyona yakın hayvanın yaşadığı düşünülüyor. Toplam alanı 14 bin 763 kilometrekare olan Milli Park’ta Afrika geyiğinden, impalaya, sırtlandan çitaya ve elbette aslan sürülerinden fil ailelerine aklınızın alabileceği tüm vahşi hayvanları görebilme imkanı buluyorsunuz. Hayvanları görme şansınız serin saatlerde, hayvanlar su aramaya gitmişken çok daha yüksek oluyor. Serengeti Milli Parkı’nın en önemli bölgelerinin başında Ngorongoro Krateri geliyor.
Sekiz bin 300 kilometrekarelik bir alan içerisindeki bu doğal vahşi yaşamı koruma alanında dağlar, göller ve ormanların arasında kendinizi adeta bir masalın içinde hissediyorsunuz. Safari turlarında konaklamalar da genellikle Ngorongoro Krateri’nin çevresindeki lodge adı verilen lüks çadırlarda gerçekleşiyor. Bu arada, çadır deyip geçmemek gerek, dünya üzerindeki en iyi otellerden bazıları bu lodge’lar kabul ediliyor. Serengeti Milli Parkı kuş florası bakımından inanılmaz bir zenginliğe sahip… Manyara Gölü etrafında kartaldan, yalıçapkınına 300’den fazla yırtıcı ve göçmen kuşu görme imkanı bulabiliyorsunuz.