Dr. Kazım Kılıç’ın İtalya serüveninde bu seferki durak İtalya’nın vazgeçilmezi Venedik…
Ve İtalya gezimizin son durağı Venedik için yine yollardayız. Yol boyunca yine yemyeşil bir doğayı büyüleyici güzelliğini seyretmenin keyfini yaşıyoruz. Ah Türkiye ah, biz ne yapmışız böyle demekten kendimizi alamıyoruz. Bu düşüncelerle şehrin biraz dışında yer alan ama temizliği, ferahlığı ve de konforu ile bizi epey rahatlatan Holiday Inn’e geliyoruz.
Hepimiz çok heyecanlı, çok arzuluyuz. Eee ne de olsa şehiriçi kanallarıyla dünyaya nam salan aşıklar şehri Venedik’teyiz. Venedik, gerçekten büyülü bir şehir. Yine çok ilginç kiliseleri, katedralleri, kocaman meydanları, çeşmeleri ve tabii daha da önemlisi o ünlü kanalları ile Venedik, gelenleri kendine çeken, ziyaretçileri hayran bırakan bir kent. Biz de kendimizi bu büyüle şehrin kollarına atıyoruz. Rehberimiz Fatih Egemen, her zaman olduğu gibi yine gayet güzel bilgilerle aydınlatıyor bizi. Önce kısa bir şehir turuna çıkıyoruz.
Bu vesile ile hemen hatırlatayım. Venedik, aynı zamanda cam sanatının en önemli merkezlerinden biri. Camcılık geleneği, yüzlerce yıldan beri Venedik’te ve yakınlarındaki küçük ada olan Murano’da yaşatılıyor. Camdan yapılmış birbirinden muhteşem vazolar, şişeler, kaseler, bardaklar ve lambalar vitrinleri süslüyor. El yapımı bu eserler, müthiş pahalı tabii. Eee ne de olsa el emeği, göz nuru ile yapılmış bunlar. O kadarki yüzlerce yıl önce Suriye ve Mısır, Venedik’ten cam alıyormuş.
Venedik’i gezerken kapıları harabe haline gelmiş, pencereleri kapalı, boyasız, bakımsız, kendi haline terkedilmiş evler, binalar dikkatimizi çekiyor. Meğer Venediklilerin büyük bir bölümü yoğun turist akımının gürültüsü ve kanalların artık hayatlarını giderek zorlaştırması nedeniyle kentlerini terk ederek yakın bölgelere yerleşmişler. Nitekim birkaç yıl öncesine kadar Venedik’te 300 bin civarında insan yaşıyormuş. Bugün ise sürekli yaşayanların sayısı 70 bin civarında.
Venedik sokakları, meydanları turist dolu. Turistler sanki Venedik’e akın etmiş. Adım atmak çok zor. Genci, yaşlısı, kadını erkeği ile dünyanın her yerinden insanlar buraya koşuyor. Sadece sokaklar, meydanlar mı? Dükkanlar dolu. Restoranlar full çekiyor. Hatta bazılarının önleri kuyruktan geçilmiyor. Kanallar deseniz orası zaten çok hareketli. Venedik’in esbab-ı mucibesi zaten kanallar ve gondollar. İnsanlar dünya kadar yolu, gondol sefası için çekiyor. Velhasıl kelam Venedik bir çekim merkezi.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 34)Venedik, Kuzey İtalya’nın doğusunda, Adriyatik Denizi kıyılarında karaya 4 kilometre uzunluğunda kara ve demiryolu köprüsü ile bağlanan bir adalar şehri. Adalar şehri dedik, çünkü Venedik 118 adacık üzerinde kurulu bir şehir. Venedik’te adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal bulunuyor. Yani tarihi Venedik şehri, bir kanallar şehri. Ortadan şehri ikiye ayıran ana bir kanal var. Kanalın sağında ve solundaki adalar da yine küçük kanallarla birbirinden ayrılmış. Ama Venedik şehrinin bulunduğu ada dışında irili ufaklı çok sayıda ada daha var. Adanın içinde olduğu gibi, adalar arasında da ulaşım motor, veya vapuret denen küçük gemilerle gerçekleştiriliyor. Taksiler deniz motoru, daha lüks görüntülü. Gondollar ise Venedik’e damgasını vuran turistik ulaşım ve keyif araçları.
Venedik şehir turunda ilk durağımız tarihi San Marco Meydanı. Bu büyük meydanın bir tarafında Venedik Dukalığının merkezi, diğer yanında Dükler Sarayı, yer alıyor. Onun hemen yanında da muhteşem mimarisiyle gözkamaştıran San Marco Kilisesi. Dükler Sarayı bugün bir müze kullanılıyor. Adeta bir nakış gibi işlenen sarayın arka tarafı, bir zamanlar zindan olarak kullanılmış. Saray zindana kanal üzerinden kapalı bir köprü ile bağlı. Bu köprünün önünde de herkes fotograf çektirme yarışına giriyor. Amaçları, Venedik gezisini ölümsüzleştirmek. Öğreniyoruz ki dükler, bu köprüyü zindana geçip işkence seyretmek için kullanıyormuş. Yani burada da yine vahşetin izlerini görüyoruz. Uygarlığı Batı ile özdeşleştirenlere hatırlatalım. San Marco Kilisesi de bize çok ilginç geliyor. Kiliseyi tasarlayan mimarlar Bizans’ın şark tarzını kullanmış. O kadarki kilisenin kubbeleri ve mozaikleri ile tamamen eski İstanbul’u andırıyor. Kubbeleriyle kilise, camiyi andırıyor. Ön cephede bulunan beş yarım daire şeklindeki bölümün her birinde şehrin tarihi ile ilgili freskler yer alıyor. Diğer bölümde ise Osmanlı sultanlarını gösteriyor. Ortadaki yarım dairenin üzerinde de dört tane at heykeli var. Bronzdan yapılmış. Bu atlar Napolyon tarafından işgal sonrası Fransa’ya götürülmüş, ancak sonradan tekrar iade edilmiş. Kilisenin tam karşısında da kırmızı kare prizma şeklinde tepesi üçgen çan veya gözetleme kulesi yer alıyor. Bu kule de bir simge. Kilisenin hemen yanında tarihi bir saat kulesi var.
Venedik, çok rutubetli bir iklime sahip. Sıcağın zirvede olduğu bir dönemde olduğu için midir nedir insanı bunaltan bir hava var. Bu durum, yorgunluğa neden oluyor. Ayrıca yoğun turist ziyareti nedeniyle fiyatlar da adeta uçmuş. Deneyimli Venedik ziyaretçilerine göre, Venedik için uygun gezi zamanı ilkbahar veya sonbahar. Bu mevsimlerde fiyatlar daha makul hem de iklim daha uygun.
Venedik, aynı zamanda bir köprüler şehri. Zira bu kentte 400’e yakın köprü var. Rialto Köprüsü, Venedik’in en güzel gerdanı sanki. Köprü üzerinden kanalları seyretmek bir başka güzel.
Bütün taşımacılığın su yolları ve kanallardan yapıldığı Venedik, Avrupa’nın motorlu kara taşıtlarına izin verilmeyen tek büyük kenti. Yani İtalya çok akılcı bir uygulama ile Venedik’i koruma altına almış.
Gondol keyfini mutlaka siz de yaşayın!
Ve bu yorucu gezinin ardından sıra geliyor Venedik’e gelmemizin en büyük nedeni olan gondol gezisine. Herkes heyecanlı, mutlu. 5’erli gruplar halinde gondollara binmeye başlıyoruz. Bir saate yakın sürem gondol gezimizde o kanal senin, bu kanal benim dolaşıp duruyoruz. Meğer ne kadar zevkliymiş. İnsan kendisini, kral gibi, kraliçe gibi hissediyor. Herkesin yüzündeki ifadeyi tek kelime ile anlatmak mümkün: Mutluluk. Herkes mutlu, herkes keyifli. O kadarki gondol sefasını, İtalya turunun en güzel bölümü olduğunu söyleyenler var aramızda. Sadece gondol gezisi için buraya gelinir diyenler bile var. Eee bu kadar sözden sonra biz de herkese “Gondol gezisi”ni tavsiye ediyoruz. Siz siz olun, İtalya’ya giderseniz, gondol keyfini yaşamadan dönmeyin diyoruz.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 33) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 29)